Avrupa trenine bilet alırken "uzun, ince bir yolda gece gündüz gideceğimizi" biliyorduk, bilmesine de... Yolun her kavşağında bu kadar "sorunla" ya da "tuzakla" karşılaşmayı beklemiyorduk.
Ama ne yapalım, "Batı işte bu." Çifte standartlı. Kaşıkla verirken "sapıyla göz çıkarıyor." Dün olduğu gibi millete "dokuz doğurtuyor." Ama biz yine "doğru bildiğimiz yolda" yürümeyi sürdürelim.
Özelleştirmeye devam edelim. Yabancı yatırımcıyı çekmeye bakalım.
***
Dün Çek Cumhuriyeti'nin Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Martin Jahn ile sohbetimizi yazmıştık.
Ankara'da, TÜGİAD (Türkiye Genç İşadamları Derneği) Genel Başkanı Murat Saraylı'nın evinde buluştuğumuz "35 yaşındaki Başbakan Yardımcısı" AB'den, özelleştirmeden, yabancı sermayeden bahsetmişti.
Bir ara sorduk:
- Özelleştirmediğiniz ne kaldı? "İki şey" dedi:
1. Askeri uçak sanayii.
2. Aile yadigarı Budweiser.
***
"Yabancı sermaye ile ilgili her şey" Martin Jahn'a bağlı.
Martin Jahn, yabancı sermayeyi davet ederken "öncelikler" belirlemiş.
Örneğin "en yüksek teşvik" kime uygulanacak?
Martin Jahn:
- Yerli sanayiciye iş ve istihdam sağlayan uluslararası şirketlere "öncelikli teşvik" veriyoruz.
***
1998'de, Çek Cumhuriyeti'nin "yabancı sermaye ile ilgili kurumunun" başına getirilen Martin Jahn, son bir yıldır "parlamento dışından hükümet üyesi."
"Bizim Kemal Derviş'e benziyor" diyeceğiz ama...
Derviş'ten çok daha güçlü. Sorduk:
- Yerli sanayiciye de üretim yaptıran yabancı sermaye yatırımı, örneğin hangi sektörler?
Martin Jahn "öncelikle otomotiv" dedi. Sonra "başka sektörleri" saydı.
***
Martin Jahn anlattı: n Doğu Avrupa'ya gelen yabancı yatırımcıları 5 yıl boyunca Çek Cumhuriyeti'ne ben çektim.
* Olaya şöyle baktım: Ülkemi, Doğu Avrupa'nın otomotiv üssü yapacağım.
* Toyota ile müzakereleri bizzat ben yürüttüm.
* Toyota, Citroen, Peugeot ortak fabrika kurdular... 3 marka da üretiliyor... 300 bin otomobil... Bunu ben sağladım.
Volkswagen ile Skoda'yı bir araya getirdik... Yılda 500 bin araç üretiyorlar... 2 yıl içinde, yıllık üretim 700 bine çıkacak.
***
Martin Jahn "Avrupa'nın reformcu liderleri" platformunun üyesi.
Otomotiv konusunu konuşurken dedi ki:
- Güney Kore'deydim... Yeni geldim.
- Niçin gitmiştiniz?
- Hyundai ile görüşmek için.
- Görüştünüz mü?
- Evet.
- Ne görüştünüz?
- Hyundai'yi Çek Cumhuriyeti'ne getirmek için... Konuştum... Bizde fabrika kuracaklar... Yılda 300 bin otomobil üretecekler.
***
Aylardır "Hyundai'nin bu büyük yatırımı Türkiye'de yapacağını" sanıyorduk. (Üstelik yıllardır Türkiye'de üretimi var.)
Martin Jahn "gitmiş, işi kapmış." Bundan "bizde kimsenin haberi bile yok."
***
Düşünebiliyor musunuz, bizde bir "Başbakan Yardımcısı" çıkacak ve diyecek ki:
- Ben gittim... Toplantıya ben katıldım... İşi ben bağladım... Yabancı sermayeye ortağım gözüyle baktım... Şu yatırımcı ile anlaştım...
Bunu diyecek siyasetçinin gideceği yer "Yüce Divan."
Batı'da ise "bunu diyen adamı" Avrupa'nın "reformcu liderleri" klasmanına alıyorlar.
***
"Amerika'yı yeniden keşfetmeye" çalışmayalım.
"Başkaları" örneğin Çek Cumhuriyeti ne yapıyorsa yararlanmaya çalışalım.