Siirt'in Kurtalan ilçesindeydik. Kaymakam Mustafa Gürdal ile birlikte beldeleri, köyleri geziyorduk.
Nereye gitsek etrafımızı çocuklar sarıyordu.
Allı, güllü entariler giymiş kızlar.
Yırtık, pırtık pantolonlu, ayakkabısız oğlanlar.
Her evin önü sanki bir çocuk bahçesi.
27 ÇOCUKLU ADAM
Kaymakam Mustafa Gürdal "27 çocuklu bir adamdan" bahsetti.
Tanışmak istedik.
"Olur" dedi:
Sağı, solu dolaştıktan, işlerimizi bitirdikten sonra 27 çocuklu adama haber salacaktık.
Ya o Kaymakamlığa gelecekti.
Ya da biz onun evine gidecektik.
ELLERİNDEN OPİREM... OKUMAK İSTİREM...
Sağı, solu, ilçeyi, beldeyi gezdik.
Yorgunluk kahvesini hakettik.
Kaymakamlık binasına geldik.
Bu sırada bir adam Kaymakam beye yaklaştı.
- Begim, begim.
- Efendim.
- Kaymakam begim... Aha bu çocik Batman Fen Lisesi'ni kazandi.
Adam, elinden tuttuğu çocuğa döndü.
- Gendin de söyle, Kaymakam beg duysun.
Çocuk, cılız bir sesle söyledi:
- Batman Fen Lisesi'ni kazandim... Okumak istirem... Kaymakam bey, ellerinden öpirem.
Çocuk ağlamaya başladı.
İSKAN AKKURT İLE OĞLU MURAT
Adamın adı İskan Akkurt.
60 yaşında.
Kurtalan'ın Yenidoğan Maallesi'nden.
Sağlık Odası'ndan emekli.
Odacılık kadrosundan.
Oğlu Murat "okuyacağım" diye tutturmuş.
KİTAP, DEFTER, KALEM PARASI
Murat ağlar:
- Okumak istirem... Batman Fen Lisesi'ni kazanmişem, oraya gitmek istirem.
Babası İskan çaresiz:
- Kaymakam beg hemi vallah, hemi billah deftere, kitaba, kaleme verecek param yohtir... Çocik tutturir okumak istirem... Fekat ben okutamirem.
KÜÇÜK MURAT'IN GÖZYAŞLARI
Kaymakam Mustafa Gürdal, çocuğun başını okşadı:
- Defter, kitap, kalem paranı ben vereceğim... Çanta ile elbise de alacağım... Haydi sil gözünün yaşını.
Murat, Kaymakam'ın ellerine sarıldı.
Hem öpüyor hem de ağlıyordu.
"ABİME YALAN SÖYLEMİREM..."
"İskan" dedik:
- Söyle bakalım, kaç çocuk var.
- Abime ne yalan söyleyem, elinden öper, 16 çocik var.
- Kaçı kız, kaçı erkek.
- 6 kız, 10 oğlan.
- Kızları okuttun mu?
- Abime ne yalan söyleyem, okutmamişem.
- Neden?
- Abime ne yalan söyleyem, biz alt tabakayık... Kızlari okula göndermemişem.
SACİDE İLE HALİSE
- İskan, kaç hanım var?
- Abime ne yalan söyleyem, iki hanim almişem... Birisi kayıtli... Ona nikah yapmişem... Öteki kayıt dışi... İmam nikahı ile almışem.
- Hangisi kayıtlı?
- Sacide.
- Ya kayıt dışı olanın adı?
- Halise.
ÇOCUKLAR VE TORUNLAR
- İskan, torun var mı?
- He vallah, var.
- Kaç tane?
- 4 oğlan evli... Herbirinde var 4-5 çocik... Abime ne yalan söyleyem, gerçek bu... Var belkim 20 torin.
- Torunlarının ismini söyle bakalım?
- Abime çocikların ismini sayabilirem... Fakat abime ne yalan söyleyem, torinlari beceremem... Hepsinin künyesini sayamem... Abim beni affetsin.
HAFTALARCA AĞLAYAN KIZLAR
- İskan, kızları neden okutmadın?.. Onlar okumak istemediler mi?
- Vallah çok istemişlerdir... Heftalarca ağlamişlerdir... Okutmamişem... Abime ne yalan söyleyem, gerçek budur.
Bir ara kızdık:
- İki hanım almayı biliyorsun... 16 çocuk yapıyorsun... Sıra kızları okutmaya gelince, binbir mazeret buluyorsun.
İskan, ellerini önünde kavuşturdu.
Başını eğdi:
- Vallah dogri söylirsen.
BUGÜNLÜK BU KADAR
İskan Akkurt ile oğlu Murat elele Kaymakamlık'tan çıkıp, gittiler.
Kaymakam bey bize döndü:
- Şimdi sıra geldi sizi 27 çocuklu adamla görüştürmeye.
"Kalsın" dedik:
- Kalsın kaymakam bey... Bugünlük bu kadar yeter.
KARDELEN ÇİÇEKLERİ
Kurtalan... Beşiri... Şirvan... Gercüş... Eruh... Cizre...
15-25 çocuklu aileler...
"Kayıt dışı", nikah nedir bilmeyen kadınlar.
Allı, güllü fistanlar içinde saçı, başı dağınık, şirin mi şirin "amca, okumak istirem" diye ellerimize sarılan kız çocukları.
Onlar "Kardelenler.