Babadağlılar Çarşısı'nda, Bahar Tekstil'deyiz. Kasada Mesut Baş oturuyor.
- Mesut bey, memleket neresi?
- Sorulur mu hiç?.. Tabii ki Babadağ.
- Kaç kardeşsiniz?
- Sekiz.
- Onlar ne iş yapar?
- Babadağlı ne iş yapcek?.. Elbette tekstil.
- Siz Babadağlılar başka iş bilmez misiniz?
- Başka iş bilip de netcen?.. Babadağlı mısın, tekstil işiyle uğraşacaksın.
***
- Mesut bey, işler nasıl?
- Ciroda, geçen yıla göre yüzde 25 azalma var. Benzin artıyor, kira artıyor... Fakat halkın geliri aynı hızla artmıyor... Ondan olsa gerek.
***
Çarşı kalabalık sayılır. Ama alışveriş zayıf.
Mesut Baş:
- Zengini de, fakiri de çarşıya geliyor... Fakat har har alışveriş yok. Eskiden millet zam gelecek diye mala saldırırdı... Şimdi nasıl olsa zam gelmiyor, sonra alırım diyor. Piyasa 6 aydır sakin... Yazı beklemek lazım... Yerli halktan para kazanamayız... Dışarıdan gelenler belki çarşıyı canlandırır.
***
Çift kişilik nevresim takımı 33 milyon. Çift kişilik, battal boy uyku seti 95 milyon. Nakışlı havlu 4 milyon. Bunlar en kaliteli ürünler.
500 bine de havlu var.
Fiyatlar, esnafın söylediğine göre, iki yıl önceki fiyatlar.
***
- Ey Babadağlılar Çarşısı esnafı... Ankara'ya bir mesajınız var mı?
- Var... İşler durgun.
Çarşıdan ayrılırken Mesut Baş "kırıldık" diye sitem etti:
- Bir çayımızı içmediniz... Yemeğimizi yemediniz.
"Yaz gelince" dedik:
- İşler açılsın... Esnafın yüzü gülsün... Sonra toplanır, çarşının ortasında çayı içeriz.
- Söz mü?
- Söz.