17 Aralık 2004 öncesinde hükümet sanki "daha ataktı."
Meclis'in önüne sürekli "iş" götürüyordu. "Gündeme" hakimdi.
Daha sora "sanki bir duraklama" oldu. "Kabinede değişiklik yapılacak, yapılmayacak" dalgalanması yaşandı. Bürokrasi "tedirginliğe" girdi.
Gündemin "hükümetin avucundan kayar gibi olduğu" görüntüsü doğdu. Neden?
***
"Gözlemlerimizi" hükümet sözcüsü ve Adalet Bakanı Cemil Çiçek'e söyledik. "Soruyu" da ona sorduk:
- Neden?
Cemil Çiçek'in yanıtına gelince...
***
Sayın Donat.
17 Aralık'tan önce hükümetin önünde AB ile ilgili bir takvim vardı. Herkes ne gün ne yapacağını biliyor, gündem de ona göre belirleniyordu.
Şimdi AB konusunda yoğun gündem yok. Ama her bakanlık, kendi içinde, AB ile ilgili çalışmaları yapıyor. Mutfak çalışmaları sürüyor.
Ayrıca ocak ayına biraz da CHP damga vurdu. Davos bile bir ölçüde CHP kurultayının gölgesinde kaldı.
Gündemi dolduran konulardan biri de Kıbrıs'tı. 20 Şubat'ta parlamento, nisanda da Cumhurbaşkanlığı seçimi var. Ancak, önümüzdeki günlerde hükümetin yeniden vites yükseltip, gaza bastığını ve gündemi belirleyeceğini göreceksiniz.
***
Hükümet önümüzdeki günlerde "neler" yapacak?
Vites "nasıl" yükseltilecek?
"Gaza" nasıl basılacak? Cemil Çiçek:
- Siz de sürekli yazıyorsunuz... İşsizlik büyük sorun diye.
- Evet.
- Türkiye'nin şu anda ana konusu yatırım... Bütçenin ancak 15'te biri yatırıma ayrılıyor... Devletin imkanı bu... Öyleyse yatırımcıyı harekete geçirmek şart... Bu yapılacak.
***
Cemil Çiçek:
- İçerideki yatırımcıya moral vermek ve teşvik getirmek şart... Bu yapılacak.
- Ya dışarıdakilere?
- 2005, Türkiye için yabancı sermaye yılı olacak.
- Beklenen rakam nedir?
- Rakamı biliyorum ama söylemeyi doğru bulmuyorum.
- Yabancı sermayeyi nasıl çekeceksiniz?
- Yeni bir finans yöntemi geliştiriyoruz... Yeni bir borçlanma politikası getiriyoruz... 2005 mutlaka teşvik yılı, yatırım yılı olacak... İşsizlik ancak böyle önlenir.
***
"Gözlemimizi" bir kez daha tekrarlayalım. Hükümet 58 gündür sanki "rampada" gibi. "Yavaş" gibi.
Şimdi Cemil Çiçek'in söyleminin "hangi ölçüde gerçekleşeceğini... Vitesin ve gazın ne kadar yükseleceğini" göreceğiz. "Dedikleri olursa da" sevineceğiz. Zira "işsizlik, en büyük adaletsizlik."