- Sayın Demirel,
Mustafa Sarıgül size gelmiş ve CHP'nin başına geçmek istediğini söylemiş.
Siz de "haydi Mustafa" demişsiniz.
"Bundan sonra rutin olamazsın, yolun açık" diye teşvik etmişsiniz.
Sahi, bütün bunlar oldu mu?


Süleyman Demirel bizi sonuna kadar dinledikten sonra şöyle dedi:
- Yani Mustafa'nın hesabı da mı benden soruluyor?


"Şaka ile karışık" konuştuk: - Olup, biten ve hatta olacak olan herşeyin hesabı Demirel'den sorulur.
Demirel ise "ciddi ciddi" şunları söyledi:


Zaman zaman gelen olur, akıl soran olur.
Birşey yapacağım, ne dersiniz, diyen olur.
Dinlerim.
Ben mühendisim, fizibilite ararım.
Ne yapacaksın, neyle yapacaksın?
Neden şimdi yapacaksın? Ne şekilde yapacaksın? Fikri, fiziki ve maddi güce sahip misin?
Zamanlamayı uygun görüyor musun?
İyi ölçüp biçtin mi, her ihtimali düşündün mü?
Bütün bunları sorarım.
Sonra da derim ki: - Haydi Allah kolaylık versin... Ama yine de bir kere daha düşün... Maceraya girme.


- Efendim, Mustafa Sarıgül meselesi?
- Mustafa çok evvel geldi.
- Ne dedi? - Hazırlanıyorum, dedi. - Siz ne dediniz? - Bak kardeşim, iyi düşün, taşın... Hesabını iyi yap... Şişli'de yüzde 65 oy, büyük başarı, aferin... İnsanlara yaklaşımın güzel... Ama diğer konu çok farklı... Ne yapacaksın, neyle yapacaksın, nasıl yapacaksın, iyi ölçüp, biçip, her türlü hesabı yaptın mı?