Mudanya, Bursa'nın "sayfiyesi, arka bahçesi." Tabela nüfusu 21.276... Ama yazları 60-70 bin... Gittik, gezdik; Mudanya "özellikle siyaset bilimine ilgi duyanlar için" dört dörtlük bir laboratuar.
Mudanya'da "geçen dönem" belediye DSP'de idi.
Mudanyalılar'a sorduk: - Eski başkan nerede? "AKP'de" dediler: - Yeniden başkanlığa adaylığını koymadı... AKP'den İl Genel Meclisi üyeliğine aday oldu... Seçildi.
DSP "nire", AKP "nire?" "Siyasi zeminin kayganlığını" göstermesi bakımından "iyi bir örnek."
___
Mudanya'da seçimi "ANAP'lı Erol Demirhisar" aldı. Demirhisar daha önce de belediye başkanlığı yapmıştı. (1994-1999)
"Popüler, sevilen" bir isim. 28 Mart'tan önce "DYP'nin kapısını çalmak, DYP'den aday olmak" istemiş.
Ama yerel örgüt onun önünü kesmek için "apar topar bir aday çıkarıvermiş."
Sonuç:
DYP adayı "yüzde beş bile oy alamamış." "Mecburen ANAP'tan aday olan" Erol Demirhisar'ın aldığı oy ise "yüzde 33."
___
Demirhisar "daha önceki başkanlığı sırasında" bürokrasiyle ters düşmüştü.
"Bürokrasi, yolumuzu tıkıyor" demişti. Ve "kavga etmişti."
Kendisinden dinleyelim: - Bir gün Mal Müdürü'nün evinin suyunu kestim... Su saatinden kessem, ertesi gün açacak... Yol kazısı sırasında, onun evinin önünden geçen su borusunu kırdırıverdim... Günlerce susuz bıraktım... Ama sonra intikamı acı oldu.
___
Şu anda Mudanya'da tam 220 bina "kıyı, kenar çizgisinin içinde" görünüyor.
Yani "tapuları iptal."
Ve o binalar "devlete geçmiş" durumda. Erol Demirhisar: "Kıyı, kenar yasası 1976'da çıktı... Ama 1850'de yapılan Gümrük binası (şimdi Belediye'ye ait Otel Montanya) da kıyı, kenar çizgisinin içinde görünüyor... 1922'de Mudanya Mütarekesi'nin imzalandığı bina da.
___
Mudanyalı "dededen kalma mülkünü" satacak. Alıcı hazır.
Ana tapuya gidince deniliyor ki: - Artık o mülk senin değil. Ve ortalık karışıyor.
Belediye Başkanı: - Boşuna dememişler devletle uğraşılmaz diye... Sen misin Mal Müdürü'nün suyunu kesen?.. Adam, kendi kafasına göre bir kıyı, kenar çizgisi çekmiş, şimdi kimse düzeltemiyor... Herkes devletle mahkemelik.
___
Bir "Mudanya dersi" de vefa üzerine. Menderes döneminde Mudanya'da bir belediye başkanı vardı:
"Adnan Hancıoğlu.
Şimdi yaşı "80'in üzerinde." "Yaşayan tarih."
Ve Bursa'da "saygın bir isim." Başkan Demirhisar, haftada bir gün onu "Belediye'ye davet ediyor."
"Elini öpüyor." "Başkanlık makamına oturtuyor." Sonra da "eleştirilerini, önerilerini, öğütlerini" dinliyor.
Mudanya'da kimi görseniz "Başkan'ın bu vefasını öve öve bitiremiyor."
___
Ve Belediye Başkanı "dert dinliyor." Bakkal, manav geliyor: - Başkanım, semt pazarını kapat. İşçi, memur, emekli, ev kadını geliyor: - Başkanım, semt pazarını sakın kapatma.
Sonra pazarcı geliyor: - Başkanım, Çinliler pazarda tezgah açıyor... Çin mallarını kendileri satıyor... Kanımıza dokunuyor... Çinlilere pazar yasağı koy.
Yani herkes "kendi işine geleni" söylüyor. Ama bizim ilgimizi en çok "Çinli pazarcılar" çekiyor. Nasıl da öğrenivermişler "koş vatandaş, koş" diye bağırmayı.
___
Aslında Mudanya'dan "anlatılacak daha pekçok şey" var.
Dedik ya "Mudanya bir laboratuar." İstanbul'a yakın "gidip, gezmek" çok kolay.