Son günlerde Ankara'da siyaset kadar, hatta siyasetten de fazla, spor konuşuluyor... O nedenle bugün spor yazacağız... Hiçbir yorum katmadan.
Pazar, saat 12.00.
Gençlerbirliği Kulübü Başkanı İlhan Cavcav'la konuştuk.
Sapanca'daydı.
Ankaragücü Kulübü Başkanı (Futbol Federasyonu Başkanlığı'na aday olacağı söylenen) Cemal Aydın'la birlikteydi.
"Ne konuştuklarını" sorduk.
Cavcav "biliyorsun... Malum konu" dedi. Yani "federasyon."
İşin Aslı
Pazar, saat 12.30.
SABAH'ın, Ankara Spor Şefi Ali Erdoğan'a "durumu" anlattık.
Ali "abi bizim için önemli haber" dedi. Telefona sarıldı.
Ve saat 13.30.
Ali, odamıza geldi: - Abi böyle bir şey yokmuş... İlhan bey istirahatteymiş... Yani sizin anlayacağınız, bize işin aslını söylemiyorlar.
Ulusoy Ailesi
Salı, sabah saat 11.00.
TBMM'de karşılaştığımız TÜRSAB Başkanı Başaran Ulusoy'a "akrabasını" sorduk.
"Haluk Ulusoy'u... Ve Futbol Federasyonu" konusunu.
Başaran bey derin bir iç çekti: - Abi, ah federasyon başkanlığını bıraksa da, işe dönse... Bütün ailenin isteği bu.
Daha sonra pek çok siyasetçi "Başaran Ulusoy ne diyor" diye bize sorunca...
"Dinlediklerimizi" anlattık.
Ve "herkesten" şu tepkiyi aldık: - Gerçekten inandınız mı?.. İnanıyorsanız, çok saf olmalısınız.
Bakan ne diyor?
Salı saat 13.30.
Başbakanlıkta, Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı Mehmet Ali Şahin'le çay içtik.
Dün başlayan "1. TBMM Spor Oyunları"nı konuştuk. Oyunlar dün "atletizm müsabakaları" ile başladı.
Mehmet Ali Şahin "atletizmde iddialı iki Bakan'dan" söz etti.
Adalet Bakanı Cemil Çiçek ile Enerji Bakanı Hilmi Güler'den.
"İkisinin de koşacağını sanıyorum" dedi. Dün sabah yarışmayı izledik. Çiçek de, Güler de atletizm pistine gelmediler.
Hükümet Takımı
"Spordan Sorumlu" Mehmet Ali Şahin'e göre hükümet "TBMM Başkanlık Divanı ile AKP ve CHP Grup yönetimlerinden takviye alarak" futbol sahasına bir takım çıkaracak.
- Takımda kimler olacak? - Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Tarım Bakanı Sami Güçlü, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat Başesgioğlu, Orman ve Çevre Bakanı Osman Pepe... Tabii Kürşad Tüzmen... Kürşad bey, sadece futbolda değil, diğer spor dallarında da var... Başta yüzme.
Mehmet Ali Şahin'in söylediğine göre Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül "beni voleybol takımına yazın" demiş.
Kültür ve Turizm Bakanı Erkan Mumcu ise "Satranç takımında."
Spor ve Siyaset
Mehmet Ali Şahin "halkın yüzde 80'i futbola ilgi duyuyor" dedi.
Şahin'in söylediklerinden birkaçı:
Futbolun en üst kurulunun (federasyon) seçimi son derece demokratik olsun.
Merkez Hakem Kurulu özerk olsun... Kimseden emir almasın.
Spora siyaset karışmasın... Buna çok önem veriyoruz... Ama öyle olaylar oluyor ki, harekete geçmeye mecbur kalıyoruz.
Federasyonun özerk olması iyi bir şey... Ama özerklik, denetimsizlik demek değil.
Reddedilen Önerge
Salı gecesi...
Meclis'te, Futbol Federasyonu Yasası konuşulurken, CHP'liler bir önerge verdiler:
- Federasyon başkanı üniversite mezunu olsun, yabancı dil bilsin.
Önerge kabul edilseydi "Haluk Ulusoy'un yolu kesilecekti."
Önerge, AKP'lilerin oylarıyla "reddedildi."
Celal Doğan
Çarşamba, saat 12.00. Gaziantepspor Başkanı Celal Doğan'la konuştuk.
"Durum değişti" dedi: - Hükümet, şu noktaya geldi... Montaj delege, güdümlü yönetim... Yani Haluk Ulusoy kalacak, altına yedi veya dokuz üye yerleştirilecek.
- Kimler? - Kuyumcu Cihan... Boksör Osman... Hasan... Mustafa Yıldız... Serdar... Soyadlarını bilmiyorum... Şimdi bazı kulüplere deniliyor ki, bunları delege yapın.
- Sayın Doğan... Sayın Bakan bize dedi ki, spora siyaseti kesinlikle karıştırtmam.
- Söylediğinde samimidir... Ama başka lobiler var... Spora siyaset çoktan karıştı.
Yeni Adaylar
Çarşamba saat 14.30. - Sayın İlhan Cavcav neler oluyor? - Ulusoy, son dakikada (Meclis'teki oylamayı kastediyor) sıyırdı... Ama karşısına adaylar çıkabilir.
- Kimler? - Cemal Aydın... Mehmet Ali Yılmaz... Başka isimler.
Yorumsuz
Yazıya "yorum katmayacağımızı" söylemiştik. Yine yorumsuz olarak, Salı gecesi TBMM kürsüsünden söylenen bazı sözleri aktararak, noktayı koyalım:
- .....deniliyor ki, kimin elinde belge ve
bilgi varsa, çekinmeden söylesin, devlet gerekeni yapacaktır... İyi ama futbolda şikeden, mafyadan bahseden yazarlar, sokak ortasında kurşunlanırken... Ve bu olayların failleri bilinirken... Bilindikleri halde yakalanmazken... Kim bu devlete güvenir de bilgi verir, belge getirir?
