Adalet Bakanı Cemil Çiçek dün sabah Meclis'e gitti... "Adalet Komisyonu"nun toplantısına katıldı... Daha sonra, Komisyon Başkanı Köksal Toptan'ın çayını içti. "Çay sohbetinde" beş kişiydiler: Çiçek, Toptan ve üç milletvekili daha... Mahmut Durdu (Gaziantep), Orhan Yıldız (Artvin), Eyüp Fatsa (Ordu). Sohbette Cemil Çiçek'e "son operasyonun (neşter) ekonomik boyutu" soruldu. Adalet Bakanı: - 1.7 katrilyon.
***
Cemil Çiçek'in aynı sohbetteki söyleminden birkaç satırbaşı:
* Yolsuzluk, uğursuzluk denilince hep siyasetçi akla geliyor... Ama toplumun bulaşmayan kesimi yok. İşte, yargıya da bulaşmış... Bir tezgah kurulmuş.
* Milletvekili dokunulmazlığı diye tutturuluyor... Aslında işin özü dokunulmazlık değil... Dokunulamazlık... Dokunulamazlıkları topyekun masanın üzerine koyup, toplu çözüm bulmak lazım.
* Herkes kendi evinin önünü temizlesin... Her kesim, kendi içindeki çürükleri ayıklasın.
* Sistemi, dürüstleri koruyacak şekilde düzenlemek lazım... Dürüst hakim ve savcıya sahip çıkmalıyız... İstanbul'a tayin edilen hakim veya savcı, eğer lojman yoksa, maaşın yarısını kiraya vermek zorunda... Bunun altını çiziyorum.
***
Adalet Komisyonu Başkanı Köksal Toptan'ın "söylemine" gelince: - Bütün bu gelişmeler hayra alamet... Yeter ki gereği yapılsın... Yargı için de, üzerindeki spekülasyonları silkip, atabilmesi için önemli bir fırsat... Yargı, bu fırsatı değerlendirmeli.
***
Dün öğleden sonra Adalet Bakanı Cemil Çiçek'le konuştuk: - Sayın Bakan... Neler oluyor? Cemil beyin "ilk sözleri" şunlar oldu: - Sayın Yargıtay Başkanı ile yaptığınız görüşmeyi okudum... Sözlerine aynen katılıyorum... Ve Türk yargısına güveniyorum.
***
Şimdi de Cemil Çiçek'le yaptığımız sohbette söylediklerinden satırbaşları:
* Hakim ve savcılar büyük bir onur ve fedakarlıkla görev yapıyorlar.
* Köyden bozma kazalardan yola çıkıp, bütün Türkiye'yi dolaşıyor, adalet dağıtıyorlar.
* Yargı, çok büyük bir camiadır... Her camiada, her çeşit insan olabilir.
* Sistem kendi içindeki çürükleri açığa çıkarır.
* Türkiye'nin modernleşme çabalarına en büyük katkıyı, Türk adalet sistemi sağlamıştır... Sağlamaya da devam ediyor.
* Bazı münferit olaylar, toplumun yargıya güvenini kesinlikle zedelemesin.
* Herkes, yargıya güven duysun... Yargıya güvenim sonsuzdur.
***
Adalet Bakanı'na tekrar aynı soruyu sorduk: - Neler oluyor? O da "aynı yanıtı" verdi: - Her camiada olumsuz şeyler olabilir... Birkaç kişinin yaptığı şey, bütün camiaya mal edilemez... Yargıyı gözümüz gibi korumak zorundayız... Yargıya güvenin.
***
Adalet Komisyonu Başkanı Köksal Toptan ile yeniden konuştuk. Bu defa o bize sordu: - Neler oluyor? "Türkiye keseleniyor... Türkiye, kirini atıyor" dedik. Köksal Toptan: - Bu çok iyi... Yeter ki hamamdan sabunlu çıkılmasın... İyice yıkanılsın.
***
Demokrasi denilen "narin çiçeğin" gelişip, serpilmesinin önündeki en büyük engel "yolsuzluktur... Rüşvettir... Kirliliktir." "Üstüne, üstüne" gidilsin. Giderken de "yargıya güvenilsin." Bir işi yaparken, başka işi bozmayalım ve birkaç çürük elma yüzünden yargıyı yıpratıp da "bindiğimiz dalı kesmeyelim."