Meclis, Adalet Komisyonu Başkanı Köksal Toptan dün sabah UEFA Asbaşkanı Şenez Erzik'i telefonla aradı: "Sayın başkan, sizinle yüz yüze görüşmek istiyorum." Erzik "ne zaman" diye sordu. Köksal Toptan: - Mümkünse hemen... Hükümetimiz "sporda şiddetin önlenmesine dair" bir Kanun Tasarısı hazırladı... Adalet Komisyonu'nda görüşeceğiz... Sizin gibi, uluslararası platformda söz sahibi bir spor adamının düşüncesinden yararlanmak istiyoruz.
***
Şenez Erzik: - Sayın Toptan... Şu anda FİFA toplantısına gitmek üzereyim... Acaba bu konu hafta sonuna kadar bekleyebilir mi?.. Elimden gelen bütün yardımı yapmaya hazırım.
***
Köksal Toptan "kağıdı, kalemi" aldı. Hıncal Uluç, Erman Toroğlu, Ömer Üründül'e... Ve diğer spor yazarlarına (on, on beş kişiye) birer mektup yazdı: - Görüşünüz, benim için önemli... Sporda şiddetin önlenmesi konusunda düşüncenizi öğrenmek istiyorum.
***
Kanun Tasarısı'nın tam adı: "Spor müsabakalarında şiddet ve düzensizliğin önlenmesine dair kanun tasarısı." Tasarı 31 "ana maddeden" oluşuyor. İki de "geçici maddesi" var. Tasarının "genel gerekçesi" ise iki sayfa.
***
Genel gerekçenin başlangıcında bir hususa "vurgu" yapılıyor: - Sportif alanlarda ortaya çıkan düzensizlik ve şiddet olayları, basit bir asayiş sorununun ötesinde, kamusal düzen bağlamında ele alınması gereken konulardır. Konu "kamusal düzen" bağlamında ele alınınca... "Suç ve ceza" gündeme geliyor.
***
"Mevcut mevzuatta" ceza yok mu? Kanun tasarısının "genel gerekçesinde" bu sorunun yanıtı var: - ......... ceza yönetmeliğinin, günümüzün değişen ve gelişen ihtiyaçlarına cevap veremediği...... Aksaklıkları gidermede yetersiz kaldığı...... Şiddet ve düzensizlik olgularının tamamını kapsamadığı......
***
Yasa tasarısında "kulüp yöneticileriyle... Medya ile ilgili hükümler" de var. "Nedeni" ise... "Genel gerekçede" belirtiliyor: - Sporda suç işleyen kişinin (taraftarın) bu suçu işlemesinde spor kulüplerinin, taraftar derneklerinin, medyanın, kulüp başkanlarının ve sporcuların teşvik veya tahrik konusunda önemli rol aldıkları tespit edilmiştir.
***
Yeni yasa ile "gelecek cezalara" göz atacak olursak... Maç seyretmeye gelirken yanına "tribüne sokulması yasak madde" alan olursa: "Üç ay maç seyretmekten men ve 750 milyon da para cezası." Bu suç tekrarlanırsa "altı ay stadyuma sokulmama cezası." "Usulsüz bilet satışına" hapis cezası. Seyirciyi "hakem aleyhine... Federasyon aleyhine" tahrik eden yöneticiye altı ay süreyle "maçlara gelmeme" yasağı. Ayrıca "üç milyar ceza." Eğer medya "sporda şiddeti tahrik edecek olursa..." "Yayın yasağı." "Yasaklar listesi" oldukça uzun.
***
Köksal Toptan dün bize dedi ki: - Meclis'te bu cezalar artırılabilir... Cezanın, caydırıcı olması esastır... Bu nedenle, tasarıda öngörülen cezalar, Adalet Komisyonu'nda yeniden gözden geçirilecek.
***
Köksal Toptan "Galatasaray maçı sırasında sahaya atılan çakı bıçağından" bahsetti: - Üstelik, bıçak açılmıştı... Allah korusun, ya hakeme saplansaydı... Ayıkla pirincin taşını... Bir yandan Türkiye'nin düzgün imajını dünyaya anlatmaya çalışıyoruz... Bir yandan da spor müsabakalarında meydana gelen bazı olaylar, bu imajı zedeliyor... Önlem şart... Ve alınacak.
***
Bizce de önlem "şart." Batı hangi önlemleri alıyorsa, biz de alacağız. Köksal Toptan'ın bu konuyu "biz yaptık oldu" üslubuyla değil, "bilenlere danışarak" ele almasını da "yerinde bir davranış... Bir devlet adamı tavrı" olarak yorumluyoruz.