Bu resmi bir akşam, Essen Eyaleti'nin başkenti Wisbaden'de çektik. Kentin "en canlı caddesinde." "Arkadaşlar Döner Haus" tıklım, tıklımdı. Dönerci "kalitesinden" öylesine emindi ki... Sattığı dönerin etinde bir "bozukluk" olması halinde, her müşterisine "2.500 euro ödemeyi" kabul ediyordu. - Bravo dönerci. - Gazeteci abi, önce dönerimin tadına bak, sonra bravo de... Beğenmezsen 2.500 euro öderim... Gel gazeteci abi... Bendensin.

Başbakan dönercide
Olay" Helmut Kohl, Başbakan'ken oldu. Ve Alman gazetelerinde "ayrıntılarıyla" yer aldı. Kohl, Frankfurt'taydı. Acıkmıştı ama bir toplantıya da yetişmesi gerekiyordu. Makam otomobilini AmRömerhof caddesindeki "Meral" dönercisinin önünde durdurdu. Ve yanında bir koruması ile birlikte büfeye yaklaştı: - Yemek olarak neleriniz var? Gümüşhaneli Ali Meral "yemekleri" saydı: - Döner, Frankfurt sosisi, lahmacun var. Bu sırada çevre "koruma polisleriyle" sarılmıştı. Helikopterler uçuyordu. Kohl: - Bana iyi kızarmış döner verin lütfen. - Paket mi yapayım? - Hayır... Burada, ayaküstü yiyeceğim... Toplantıya yetişmek zorundayım. Gümüşhaneli Ali sordu: - Dönerin yanında ne içersiniz? Kohl: - Neler var? - Kendi yaptığım ayran var... İsterseniz tadına bir bakın... Beğenirseniz, bardağınızı doldururum. Başbakan Kohl, ayranın tadına baktı: - Çok güzel... Doldurun lütfen. Kohl döneri yedi, ayranı içti ve hesabı istedi. Ali Meral: - Dükkanıma ilk defa geliyorsunuz... Hesap yok... Bendensiniz. - Şu anda Başbakan olarak değil, normal bir vatandaş olarak buradayım... Ben de herkes gibi hesap ödeyeceğim. Ve hesabı ödedi. Bahşiş bırakmadı. - Döner çok güzel... Ayran da... Teşekkür ederim... Tekrar geleceğim. - Biz buradayız sayın Başbakan... Her zaman bekleriz.

***

"Bu olay" Almanya'da hala konuşuluyor... Ardından da "şu espri" yapılıyor: - Başbakan Kohl, Türk dönerini öylesine sevdi ki... Çocuğunu bir Türk'le evlendirdi... Evde döner eksik olmasın diye.