Şimdi en altta kala sekiz takım da elenince THY Final-Four İstanbul'u en hak edecek 16'ya geldi sıra.
Gruplar çekildikten sonra daha sağlıklı yorum yapmak şansımız olacak elbette. Ama Fenerbahçe'nin bir üst gruba geçerken bir gecede aldığı artıların altını kalın kalın çizelim önce.
Bir kere bu değerli galibiyet yavaş yavaş formunu bulan Ukiç'e güven kazandırdı.
Engin Atsür'ün ne kadar değerli olduğunu hem kendine hem takımı adına kanıtladı. Bogdanovic en can alıcı anlarda attığı iki üçlükle tüm sezona yayacağı güveni kazandı.
Oğuz neler yapabileceğini, tecrübesinin her akşam aşırı sinirinden arınarak çalıştığı an nasıl değerli olduğunu gösterdi.
Öncelikle kendisine sonra takımına...
Çok iyi seçilmiş, Gist'in ayaklarının çabukluğuna güvenilerek yapılan her perdeyi, değişerek savunma Cantu'yu düzenden çıkardığı gibi onları alışık olmadıkları şekilde hücum etme mecburiyetine itti.
Jerrels'ın da bundan önceki iki üç maçta, özellikle deplasmandaki Bilbao maçında gösterdiği, daha aklı ile oynamaya çalışan oyun kurucu özelliği, Ömer Onan'dan başlayarak tüm takımın benliğine ulaşan kazanma hırsına Fenerbahçe büyük bir artı ekledi bir gecede...
Anadolu Efes ve Galatasaray Medical Park'ın daha önce yakalarına taktıkları Top 16 apoletini şu anda Fenerbahçe de taktı.
16 takımın üçünün Türk olması, basketbolumuza inanılmaz bir ivme kazandıracak.
Evvelki yazımın tekrarı ile bitireyim. Bu üç takımın Abdi İpekçi, Sinan Erdem ve Fenerbahçe Ülker Arena'da, oynayacağı 9 maç İstanbul'a büyük bir keyif ve ivme kazandıracak.
Final Four öncesinde İstanbul tamamen bir basketbol kenti olmuş durumda. Basketbolu bulan Amerikalılar buna "enjoy it" derler. Yani hep beraber keyfini yaşamak.