Eurobasket 2009'un başından beri paylaşıyoruz; Milli Takımımız süper giderken hemen arkasına ekliyoruz; "Gün 17-18 Eylül'dür" diye.. İstersen bizim gibi zımba gibi, istersen hafiften bocalayarak gel! 17-18 Eylül, yani çeyrek finallerin oynanacağı günkü maçların değeri her şeyin üzerinde.
Basketbolda kazanmak asla tek nedene, bir-iki unsura bağlı değil. Kaybetmek de öyle... Oyunun özellikle böylesine korakor geçecek Türkiye-Yunanistan çeyrek final eşleşmesinin o kadar çok parametresi var ki...
Önce saha içi ve saha dışını kapsayan dezavantajımız: Rakibimizin avantajı, kaynağı pozitif olmasa da, sporu kavgayla karışık yaşamaları. Bu kadronun hemen hepsi Olympiakos-Panathinaikos, PAOKAris gibi müsabaka-savaş karışımı ortama küçüklüklerinden beri alışkınlar. Milli takımlarının eski coach'u Olympiakoslu Yannakis, "Milli Takım Coach'u" olmasın diye Panathinaikos-Olympiakos gerginliği adeta savaşın eşiğinden döndü. Şimdiki Litvanyalı coach Kazlauskas, Yannakis'in agresifliğinde olmasa da, o saldırganlığı sahaya yansıtacak o kadar çok oyuncuları var ki kadrolarında... Bizim için maçın olmazsa olmazı savaşırken mutlaka sakin kalmak. Anlamsız bir savaşın içine düşmek bizi tamamen oyunumuzdan ve kontroldan çıkarır.
UZUNLARIMIZIN İŞİ ZOR
Benim olmazsa olmazım; doğru oyun kurucuları seçip yaşamı da, sahayı da, oyunu da onlarla paylaşmak. Bak yan grubun birincisine: Fransa. Oyun kurucu Tony Parker. Bak bizim grubun birincisine: Slovenya. Oyun kurucu Lakoviç. Ekle İspanya'ya Calderon'u, bak yerleri neresi olacak. Aslında bizim Kerem- Ender de Engin'in desteğiyle ne denli değerli olduklarını kaptığımız ikincilik sıralamasıyla gösterdiler. Bugünkü oyunun ikinci değerli noktası da Panathinaikos'tan engin deneyimli Spanoulis ve yine CSKA Moskova'da büyük deneyim kazanan Zisis ile oyun kurucularımızın yapacağı mücadele.
Bu şampiyonada çember altında önemli sıçrama yaptık. Ama 2.13'lük Bourousis, Fotsis ve Avrupa'nın Shaq'ı Schortsanitis, çember altında gerçekten çok zorluk yaratacaklar. Yıldızlarımız Hidayet ve Ersan'ı da Printezis, Kaimakoglou ve Perperoglou forvet pozisyonlarında çok sert defansla durdurmayı isteyecekler. Bu çeyrek final randevusu bugüne kadar oynadığımız en sert ve en fiziksel maç olacak. Bunları üst üste koyunca point-guard (oyun kurucu) bölgesindeki olası etkinliğimizi maçı bize kazandıracak en önemli parametre olarak görüyorum.