Litvanya belki ABD ve bugünün Sırbistanı'nın dağılmadan önceki hali Yugoslavya ile beraber gerçek anlamda yeryüzündeki en ciddi basketbol okullarından bir tanesidir. Öyle bir okul ki NCAA'lerde 100-120 oyuncusu oynayan ve ülke sınırları içerisinde herkesin geleceğini inanç ve gururla basketbola bağlamış bir ülke. Onları bu denli revaçta kılan etken ne derseniz, ülkede herkesin basketbolu bir koç düzeyinde bilip, kendi ekollerine sahip olmaları. O ekolü de tanımlar isek; çok tempolu basketbolu top herkesin eline değecek şekilde oynayıp, en akıllı seçimleri çok büyük yüzde ile bulmaları. Sevgili Batur Abi her yazısında bizim için "Çok temposuz oynuyoruz" diye yakınırken, onu basketbol olarak mutlu edecek yaşamın Kaunas'ta veya Vilnius'ta oluşacağına eminim.
TEK RAKİBİ TÜRKİYE
Ben Almanya'nın veya Çek Cumhuriyeti'nin Litvanya'ya karşı, sürpriz yapabileceğini hiç sanmıyorum. Bizim Litvanya maçının grup birinciliği karşılaşması olacağını söylersek, kağıt üzerindeki gerçekleri sahaya yansıtmış oluruz. Yalnız bu maç milli takımın tüm hazırlık turnuvaları boyunca '60'ta tutalım 70 atalım' formatına asla ve de maalesef uymayacak bir maç. Ne yaparsan yap Litvanya atacak. En iyi basketbol okulu mezunu olan Majiauskas, Jasikevicius, Zukauskas ve Giedrius. Birini tutsan, kalan her biri atabilecek kapasitede. Bizim kamuoyumuz özellikle Jasikevicus'a daha yakın olmakla beraber onlar da esas çıkışı NBA'den Washington'lu Songaila ve Denver'lı Kleiza'nın yaptığını söyleyemek zorundayız. Missouri'den yetişen Kleiza'nın 1 milyon Dolar'a Wake Forest'tan yetişen Songaila'nın da 4 milyon $'lara ulaşan bedellerini söylersek o okulun değeri de bir o kadar daha meydana çıkar.
ELİMİZ SICAK OLMALI
Dedik ya, kazanmak için biz de atmalıyız. 1 hafta öncesine gidersek, Üniversite Oyunları'nda Sırplar'ı 20'ye bağlayarak şampiyon olan Litvanya tek yenilgisini bizim ay yıldızlı aslanlardan aldı. Geçen seneki Dünya Şampiyonası'ndaki maçları da hatırladığımızda, hepimizin anımsayacağı o faul atışından sağ köşede Ender'in eline gelip, yılın üçlüğüne dönüşen o top, bizlere şans meleğinin onlara karşı yanımızda olduğunu fazlasıyla göstermişti. Ne yapıp edip 40 dakika inançtan kopmayıp, o sevimli meleği İspanya'da da yanımızda tutmalıyız. Bu nasıl olacak? Onların atacağından emin olarak İbo'nun Memo'nun Hido'nun, yani tüm altın bileklerin o gün ellerinin sıcak olması gerek. Bir de unutmadan; her ne kadar liderleri de olsa Jasikevicius'un sert sauvnmalara karşı zaman zaman oyunu kavgaya götürüp kendini ve takımı bozduğunu bildiğimizden, bizim üç silahşörlerin (Engin, Ender ve Hakan) geleneksel centilmen görüntülerinin dışına çıkıp biraz tatlı vahşileşmeleri gerekecek. analizi