Engelli vatandaşlarımızın hakkını koruyan 5378 sayılı özel bir yasa var mı? Var. Yasalardaki eksiklikleri tamamlayıcı kanun hükmünde kararname, yönetmelik, genelge ve sirküler var mı? Var.
Anayasa'nın 10'uncu maddesinde özürlülere "Pozitif ayrımcılık" getirildi mi? Getirildi! Tüm bu koruyucu mevzuata rağmen mağdur sayısı artıyor mu? Evet. Peki neden? Nedeni basit!
Yedi bakanlık özürlüler üzerinde söz sahibi de ondan.
Özellikle Maliye ile Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) bilinçli olarak özürlü vatandaşlara işkence yapıyor da ondan.
Özellikle Maliye ve SGK diyorum; çünkü Maliye Gelir Vergisi Kanunu'nun 31'inci maddesi kapsamında özürlü mükelleflere "Sizden az vergi alacağım. Ama vergi muafiyet belgesi almanız şart" diyor.
SGK da çalışan özürlüye "Getir vergi muafiyet belgeni seni erken emekli edeyim" diyor.
N'apsın özürlü! Mecburen emekli olma hayaliyle vergi indirim belgesi için yeni rapor peşinde koşuyor. Hastane koridorlarında nefesi tükenen özürlü zor da olsa özür durumunu gösteren (% 40 ve üzeri) raporu alıyor. Alınan bu rapor Ankara'ya gönderiliyor. Ne hikmetse Maliye hastanenin verdiği rapor oranını bir çırpıda buduyor. Tam 115 bin kişi budamayla yüzde 40 barajının altında kalıp vergi indirim belgesi alamıyor. Ee, bu belgeyi alamadıkları için emekli de olamıyorlar.
Biz de bu rapor olayını defalarca yazdık. Sonunda Sağlık Bakanlığı 16 Aralık 2010'da 27787 sayı ile Resmi Gazete'de yayımlanan yönetmelikle soruna el attı ve çileyi bitirdi. Ancak Maliye nedense "rapor budama" sevdasından vazgeçmiyor. SGK da emekli olacak özürlüden "Vergi indirim belgesi isterim" inadından vazgeçmiyor. Dolayısıyla iki kurum arasında koşuşturmaktan başı dönen özürlünün emeklilik hayali de başka bahara kalıyor. Diğer bir deyişle Maliye ile SGK'nın danışıklı tutumuyla özürlü oyuncak oldu; Oyuncak!!!
İş siyasilerde... Önümüz seçim. Bakalım partiler engelli hakları için neler yapacak, engelli vekil sayımız artacak mı?