Beşiktaş'ta çok ilginç gelişmeler oluyor. Son 1 ayda oynadığı çok önemli iki maçı da birbirine benzer şekilde ve hemen hemen aynı dakikalarda kaybetti. Birkaç hafta önce oynanan Beşiktaş-Fenerbahçe maçına baktığımızda, 60. dakikada her şey Beşiktaş'ın lehineydi. Hatta bu dakikalarda Ferrari çok açık bir penaltı yapmış ve hakem Cüneyt Çakır göstere göstere yapılan bu penaltıyı verememişti. Ve aynı Ferrari bu olaydan birkaç dakika sonra aynı Lugano'ya tokadı vurup penaltıyı yaptırmış ve oyundan atılmıştı. Bu olay hem maçı, hem de Beşiktaş'ı bitiriverdi. Dünyanın her yerinde art arda bu iki hareketi yapan futbolcu, ceza görür. Ama ne hikmetse aynı Ferrari bu maçtan 3 gün sonra oynanan Dinamo Kiev maçında da forma giyiverdi. Çok tuhaf. Futbolun doğal nizamı içinde kabul edilemeyecek gelişmeler bunlar.
Gelelim hafta sonu oynanmış Trabzonspor maçına... Yine her şey Beşiktaş'ın lehine devam ederken, oyunun son yarım saatine bakıyoruz. Bu dakikalarda Beşiktaş yine galip oynuyor ve rakip Trabzonspor 10 kişi. Ama ne hikmetse bu sefer Ferrari değil de Sivok sahneye çıkıyor. Dakikalar içerisinde kendini attırıveriyor. Daha sonra Trabzon'un galibiyeti geliyor. Eğer bu tür olayları art arda iki çok önemli maçta görürseniz, bunun adı tesadüf olamaz. Hatta maç sonu toplantısında bile Schuster, "Bu işi anlayamıyorum. Anlamak da kolay değil" deyip işin içinden çıkabildiğini zannediyor. Oysaki, aynı Schnuster'e sormak lazım: Haftalar öncesinde Ferrari'nin yaptığı o skandal hareket sonrası onu Dinamo Kiev maçında niye sahaya sürdün? Üstelik, İbrahim Toraman'ı oynatma alternatifi varken.
BUNLAR TESADÜF OLAMAZ!
Peki bunun sebepleri ne olabilir? Ben yapılan bu hareketlerin tesadüf ya da 'Futbol dangalaklığı' olduğunu düşünmüyorum. Aslında kafamda düşündüğüm sebepleri de söylesem, karşıma hukuk çıkar. Çünkü ispatı yok.
Ama Beşiktaş böyle maçları kaybediyorsa, bu iki oyuncuyu da araştırmak hatta menajerlerini bile mercek altına almak yönetiminin görevidir.