Dün gece Milli Takımımız Avrupa'nın en kötü takımları gibi oynadı. Sahada biz mi vardık yoksa Faroe Adaları mı, Andora mı ya da San Marino mu belli değil. 2008'deki Avrupa Şampiyonası'nda da Almanlara kaybetmiştik ama asla dün geceki gibi değildik. Servet dışında bir oyuncumuz vasatı bulamadı. Üstelik Almanya'yı bir daha da böyle yakalayabilir miyiz bilmiyorum.
İlk yarıya bakıyoruz... Savunma mı yaptık diye soruyoruz, hayır. Hücum mu oynadık diye soruyoruz, o da hayır. Tek kelimeyle çağ dışıydık. Biz Hiddink'e milyonlarca Euro'yu dün geceki gibi oynayalım mı diye mi verdik? Biz Hiddink'e milyonlarca Euro'yu Sabri'den sol bek, Hamit'ten de sol açık yarat diye mi verdik? Yoksa kendi takımında bile oynamayan ve muhtemelen hiç seyretmediği Özer'i stratejik oyuncu olarak sağ kanada monte etsin diye mi verdik? Biz Hiddink'e bunca parayı İspanya'da çok başarılı oynayan Mehmet Topal'ı kadroya almasın diye mi verdik? Şimdi sakınan göze çöp batar mı diyelim. Aurelio sakatlandı ve Azerbaycan'da da yok. Peki ne olacak? Biz milyonlarca Euro'yu Hiddink'e ilk yarı kapanalım, ileriye gitmeyelim, 1980 öncesindeki Milli Takım anlayışına dönelim diye mi verdik?
MESUT DEPRESYONA GİRMİŞ
Sorunlar çok büyük. Rölanti oynayan Almanya bize nefes aldırmadı. İkinci yarı 10-15 dakika parlar gibi olduk hepsi o kadar. Üstelik yukarıda da belirttiğimiz gibi Almanya da öyle ahım şahım oynamadı. Mesut adeta depresyona girmiş gibi. Golünü atsa da bir Türk çocuğunu Türk Milli Takımı'na karşı oynamak ne kadar üzerse onu da o kadar üzmüş. Golünü attı tam sevinemedi. Topu her aldığında ıslıklandı. Ama globalleşen dünya maalesef böyle.
Maç boyunca yıllardır uygulamaya çalıştığımız felsefeye ihanet ettik. Biz ileriye doğru oynayabilen bir takımız. Sürekli hücumu düşünen bir takımız ama görünen o ki Hiddink'le bu felsefe de sakatlanmış.
UEFA bu maça o kadar ehemmiyet vermiş ki Dünya Kupası finalini yöneten Howard Webb'i atamış. Hakem açısından problem yok ama salı gecesi Azerbaycan'da sanırım bizi büyük problemler bekliyor.