Dün gece özellikle Sivas ve Trabzon'la üzülmüşken, Fenerbahce ve Galatasaray yüreğimize su serptiler. Galatasaray çok geniş ve çok kaliteli kadrosuyla %100 performansla oynamasa bile, dün gece adeta şov yaptı. Mütevazi bir takım olan Levadia Tallinn ile kedi fare gibi oynadı.
İlk devre Keita aldı götürdü, müthiş işler yaptı ve de gollerini attı. Galatasaray en güzel tarafı, rakibine neredeyse bir tek gol pozisyonu vermedi. Daha önceki yıllara ve maçlara baktığımızda ise Galatasaray'ın çok basit takımlara bile gereksiz gol pozisyonları verdiğini görürdük.
Baros, dün akşam tutuktu ama arkadaşları adeta onu yaptıkları jestlerle maça davet ettiler. Aydın Yılmaz, kim ne derse desin hem önemli oyuncu hem de gelecekte çok farklı yerlere gelebilecek bir altyapıya sahip.
TARİHİ BİR KADRO
Hep iddia ediyorum; Galatasaray'ın bugünkü kadrosu yüzyıllık tarihinin en iyi ikinci kadrosu. Bu kadroyla bırakın Türkiye Ligi'nde; Avrupa'da da çok önemli işler yapmaları gerek.
Defansa bakıyoruz, yedekler bile milli oyuncular. Kulübeye bakıyoruz, her biri neredeyse Türkiye'nin her takımında rahatlıkla oynayabilirler. Peki Galatasaray'ın bu büyük hedelere koşarken, hiç mi bir yumuşak karnı yok? Bana göre en önemli handikap, Baros'un sakatlığında santrfor olarak kimin oynayacağının büyük problem yaratmasıdır.
Sonuçta Galatasaray rövanşa turist gibi gidiyor. Ve ondan sonra da yıllardır alışık olduğu ligde mücadele edecek. Ama böyle fırsat bir daha gelmez. Böyle bir kadro bir daha kolay kolay kurulmaz. Bunun için Galatasaray'ın hedefi bu sene Türkiye ve Avrupa Ligi'nde en yüksek yer olmalıdır.
AH TRABZONSPOR!
Görünün o ki artık Avrupa arenasında Beşiktaş, Galatasaray ve Fenerbahçe kaldı. Ama dün geceki Trabzon'un çok iyi başladığı Toulouse maçını kaybetmesini bir türlü kabullenemiyorum.