Birkaç yıldır yurtdışından bahis oynamak kanun gereği yasak. Milyonlarca bahissever şu an için tekel durumuna gelmiş İddaa oyununu oynamak zorundalar. Aksi halde yasalara göre suç işlemiş sayılıyorlar. Avrupa Birliği yasalarına göre tekel anlayışı oldukça kısıtlanmış durumda. AB, bahis sektörü için tekelciliğe özel bir statü gözüyle bakıyor. Durum böyle olunca da, bütün şartları İddaa'yı düzenleyen şirket (İnteltek) belirliyor. Binlerce sporseverden aldığım şikayet şu: Yasal İddaa oyunumuzda en az üç, çoğu zaman da dört maçı kombine etme zorunluluğu bahisseveri son derece zorlamış ve usandırmış durumda. Bazı haftalar, bazı maçlar tek maç olarak oynanabiliyor. Şirket yetkilileri biliyorlar ki; tek bir maçı oynama izni verildiğinde de ciroları inanılmaz derece yükseliyor. 3-4 maç kombinasyon zorunluluğu hem dünyadaki uygulamaların dışında hem de zamanla ciroları aşağı çekeceğinden hem şirketin hem de kulüplerimizin aleyhine bir durum.

TAKİYYE TEHLİKESİ
Diğer komik bir durum ise şu: Bir kupon 2 bin 481 lira ve altındaysa o kuponun sahibi herhangi bir vergi ödemeksizin ve kimliğini beyan etmeksizin parasını tahsil edebiliyor. Yani kazanan bir vatandaş 100 tane 2 bin 481 kuponu getirirse kimliği deklare olmaksızın ve herhangi bir vergi ödemeksizin 248 bin liranın sahibi oluyor. Bu da tamamen bahisseverleri takiyyenin içine sokuyor. Yani herhangi bir vatandaş tek kupon yapıp 248 bin lira kazanıp buradan vergi ödeyip ve kimliğini ibraz edeceğine, bu kuponu 100 eşit parçaya bölüyor ve böylelikle hiçbir vergi ödemeden parasını çatır çatır tahsil edebiliyor.
Bu durumun beraberinde getirdiği ilk zarar maliyemizin çok yüksek oranda vergi kaybı yaşaması. Zira veraset ve intikal vergisi sınırı 2 bin 481 lira. İkincisi ise kimliği ibraz etmemek demek; futbolda hem şikenin hem de bahis mafyasının önündeki engellerin azaltılması demektir. Görünen o ki; her yıl çığ gibi büyüyen bahis pazarında devletin ve İddaa'yı düzenleyen İnteltek'in önemli değişiklikleri zaman geçirmeden gündeme almaları gerekiyor.