Trabzonspor maçı bittiğinde, Basın Toplantısı Odası'nın kapısına dayanan öfkeli kalabalık, "Bize Daum'u verin" diyordu. Türkiye'nin en pahalı ve en kaliteli kadrosuna sahip olmasına rağmen, kendisinin altıda biri büyüklüğünde bir rakibe şampiyonluğu kaptıran teknik adam için kaçış yolunun arka kapıdan rotalanması bile, göreve devam edip etmemesi için mesajdır.
Hadi bunu geçelim, Real Madrid Schuster'i gönderdi. Hem de şampiyon olmasına rağmen. Tek neden ezeli rakip Barcelona'yı yenemeyeceklerini söylemesiydi. Yani; bazı şeyler kulüp yöneticilerinin elinde değildir. İstediğin kadar sözleşmeler seni bulunduğun yere demirlesin, tribün fırtınasının söküp atamadığı gemiyi tarih yazmıyor.
Fenerbahçe yönetimi, Daum'u tutamaz. Güiza ile yeni sezona başlayamaz. Sorumluluğu olduğu taraftarın karşısına bu yüzlerle çıkamaz. Çıkarsa, tribün yakmak için şampiyonluğun kaçması beklenmez çünkü. Christoph Daum'un bunları bilmemesi veya fark etmemesi mümkün değil. 4 sezon görev yaptığı, çok büyük paralar kazanıp hesabına primlerin yattığı sezonların hatırını bir kenara atıp, "Ben kendimi Türk hissediyorum" demesine rağmen, takındığı tavır bile bize ne kadar yabancı olduğunu ortaya koyuyor. "Sözleşmemin gereğini yerine getirin" diye çıkar, hiçbir uzlaşma yoluna sapmadan, çalışıp-hak etmediğiniz paranın peşine düşerseniz, karşınızda samimiyet olmaz.
ORTA OYUNUNU ANDIRIYOR
Profesyonel düşündüğünüzde, "Bu tazminat Daum'un hakkı. İmzalamasalardı" demek, yanlış değil. Yanlış olan, mevcut çalışma şartlarının artık bu sözleşmeyi devam ettirmeye yeterli olmaması. Ortada 'afet' şartlarını bile aşan bir final var. Son maçta, ikinci kez kaçan şampiyonluğun hesabını nasıl verecek o zaman Daum.
Fenerbahçe yönetimi, FIFA'nın yetkilileri karşısına çıkıp, yanan tribün, ağlayan taraftar veya öfkeyle yürüyen kalabalığın görüntüleri gösterip, "Bu hocayı aynı kişilerin önüne nasıl çıkartırdık" dese, ne cevap alır? Şu an işin hukuki süreci yaşanıyor. Daum'un budanmış yetkileri, artık olmayan ekibi ve Aykut Kocaman'a karşı sorumlu yapılması, "Gel bu işi daha fazla çirkinleştirmeden hallet" uyarısıdır.
Daum'un "Görevimin başındayım" demesi ise, "Parayı biraz daha arttırın" mesajıdır. Ne yazık ki, bu bir orta oyunudur ve hiçbir oyuncuya da yakışmamaktadır.