Roberto Carlos, Sion maçı sonrasında Deniz Derinsu'ya "Bu sezon takımda kahraman çok. Bu yüzden yolumuz açık" diyordu. Tecrübeli oyuncu, her maçta bir ismin ön plana çıkarak takımı arkasından sürüklemesinden, rakibi kıstırmasından ve atılan goller sonrasında tabelanın 'galibiyet' yazmasından memnundu.
Diyarbakır'a döndüğümüzde, beraberlik golünün hemen önünde Carlos'u, golün karşısında da Gökhan Gönül'ü görüyorduk. İki bek, takımın en önemli hücum gücü olmuştu bir anda. O dakikaya kadar yaşanan aksaklıklar, hatalar, sahada düşülen aciziyet bir anda silinip gidiyordu. İşin garibi, F.Bahçe'nin kaleyi tutan ilk şutuydu beraberlik sayısı.
Lugano-Bilica'nın ilk kez resmiyette sırt sırta vermelerini çok iyi değerlendiren Mendoza-Tazemeta forvetinin yakaladı fırsatlara 'tesadüf' diyemeyiz. Belli ki, defansın çizgi üslubunu derin toplarla aşmak için Ziya Doğan antrenmanlara özel matineler atmıştı.
Bugüne kadar oynadığı rakipler arasında üstüne akıllı ve cesur gelen ilk takımı buluyordu Daum'un takımı. Yoğun maç trafiğinin getirdiği fiziki ve ruhi yorgunluğun her belirtisi vardı. Üstüne skorda geri düşmeleri geldi, ardından tribünlerin gereksiz agresifliği.
İDDİALARI HEP SÜRECEK
Yıllar sonra sahalarında Fenerbahçe'yi görenlerin bayram havasına çevirmeleri gereken anları, yudum yudum tatmak varken, ellerine ne geçtiyse sahaya atarak heba etmeleri de anlamsızdı.
Yine Carlos'un teşhisine dönelim. Maçı; önce çizgiden çevirdiği topla ikinci golü kesip, ardından beraberliği getiren Gökhan Gönül'ün çevirdiğini belirtilim. Kazım ile gelen galibiyet şutunun arkasında da Emre Belözoğlu'nun müthiş pası olduğunu hatırlatalım.
Alex'siz günlerde, Deivid'in de sakatlığını fırsat bilen Semih'in akıl karıştıran yer değiştirmeleri, takımını rakip sahaya etkili yerleşmesini sağlaması da dikkat çekiciydi.
Daum ile ilk sözleşme imzalandığında, sıkıntılı maçların çok yaşanacağını ama F.Bahçe'nin iddiasının hep süreceğini belirtmiştik. Dün de bu maçlardan biriydi. Başkaları da yaşanacak. Alex'in dönmesi, Özer Hurmacı ve Mehmet Topuz'un takıma girmesi, Semih'in santrfora yerleşmesiyle, büyük ihtimalle tempolu bir takım da ortaya çıkar. Burada Daum'un tercihleri, ne kadar 'cesur' olabileceği önemli.