Sıkıntılı geçen ilk yarının ardından 68'de hayat getiren golü bulduk. Emre'nin nefis pasında Tuncay orta direğe kesti Gökhan noktayı koydu. Sevinçle ayağa kalktık. Omuzlarımdaki yükü attık. O golün hepimiz sahibiydik sanki. Millilerimiz de sevinçle sarıldılar birbirlerine. Ayrıldıklarında kaptan Emre'nin kolu basın tribününe doğru kalktı. Dudakları da sinirle oynadı.
Fatih hocanın bir gün önceki açıklamalarından sonra maçı Macaristan ile değil sanki medyayla oynuyorlardı. Malta ile berabere kalan, avantajını yitiren onlar değildi, başkalarıydı... Keşke kaptan Emre'nin yine o kolu beraberliğin zor kurtarıldığı Malta maçında da başka bir yerde değil de yine havada olsaydı.
Milli Takımımızı çok seviyoruz ve inanıyoruz. Bu takımı çok daha iyi yerlerde, çok daha büyük başarılarla birlikte anmak istiyoruz. Bunları konuşuyoruz çünkü sahadakilerin kalitesine, kalibresine güveniyoruz. Onlar böyle gecelere layıklar.
Sahadaki herhangi bir oyuncumuz Macar takımında olsaydı ona arkadaşları 'ağabey' diyeceklerdi. 22 yaş ortalamasındaki bu ekip, 45 dakika boyunca bizi kilitledi. Kırmızı kart çıkana kadar da net pozisyonlar buldu.
KADERİMİZ ELİMİZDE
Fatih hoca ikinci yarıya Nihat-Emre değişikliğiyle müdahale ederken, Gökhan'ın arkasını üçledi. Emre'yi öne sürdü, çif ön liberoya döndü. 15 dakika sonra Halil'in oyuna girmesiyle bu sefer 4-3-1-2 oynamaya başladık.
5 dakika sonra gelen Serdar Özkan değişikliğiyle de baklava orta sahaya döndük.
Her türlü varyasyonu denedik ve yıldızlarımızın (Emre-Tuncay) varlığını hissederek maçı kazandık.
Öyle bir rakip vardı ki, karşımızda gol yiyor ama sahasından çıkmıyordu. Fark açılmasın diye kıpırdamadılar.
Yunanistan'ın, Norveç'ten kaptığı 1 puan elimize Avrupa biletlerini tutuşturdu. Şimdi kaderimizi elimize aldık. Macar galibiyeti önemliydi. Ama Macar takımı dengimiz değildi. Kazanmanın güzelliği rehaveti getirmemeli. Daha farklı olmamız ve daha çok koşmamız ğereken maçlar da oynayacağız.