Santra programına katılan Zico'nun açıklamalarından sonra gördük ki, F.Bahçe takımının arkasındaki en önemli teknik adam Aziz Yıldırım... Aziz Başkan, "Tek reis benim" açıklamasını yaptığı günden itibaren, başarı veya başarısızlığın sorumluluğunu üstlendi. 100. yıla Zico ile başlayıp, devam etmesi çok eleştirildi. Brezilyalı teknik adam, "Çoğu zaman beni ikna etti" deyince anladık ki, sadece başkanlık yapmakla kalmıyor, aynı zamanda takım ve taktik oluşumunda da etkili oluyor.
Bunu 'tarzı böyledir' deyip, geçemeyiz. F.Bahçe Başkanı, kurumsal nitelik kazandırdığını iddia ettiği kulübünü, teknik direktör gibi yöneterek dünya kulübü yapamaz. Bu noktada, geçen seneki teknik direktörüyle devam kararı alması halinde, sorumluluk tabelası artık Zico'yu değil, kendisini göstermeye başlar. Bu da demektir ki; sezon boyunca Zico'yu eleştiren bizler, bundan sonra Brezilyalı teknik adam için artık tek kelime yazmaz ve söylemeyiz. Artık F.Bahçe Başkanı'nı teknik adam olarak benimser, olumluolumsuz kelamımızı ederiz. Başarıbaşarısızlık kutbunda elini sıkacağımız isim Yıldırım olur.
ÖZ ELEŞTİRİ YAPILMALI
Bu düşüncelerimizi destekleyen görüş, Aziz Başkan'ın, Zico'nun takımın başında kalmasını istemesidir. Başkan'ın teknik adama olan güveninin 'söylediklerinin yapılmasından' kaynaklandığına teşhis getirerek, pek de başarılı bir sezon geçmediğini, şampiyonluğa rağmen herkesin çok şikayetçi olduğunu kendisinin artık bilmesi gerektiğini de belirtmemiz gerekir.
Aziz Başkan, takımdan ayrılacak yıldızlar için ısrarcı olmayan, yani 'hedef' yerine, olan kadro ile sahaya çıkıp, maaşını almayı düşünen bir teknik adam ile yola devam edecekse, Fenerium'da kendisine çok uygun eşofman çeşitlerinin bulunduğunu da bilmelidir.
Türkiye'nin en hızlı büyüyen kulübü olarak F.Bahçe Yönetimi, en büyük beklentileri de barındırdığını bilmeli. Gelişmenin temeli öz eleştiridir. Bu sezon şampiyonluk kupasını kaldırırken, 'rağmenleri' iyi analiz etmeleri, iyi düşünmeleri gerekir. 17 kez şampiyonluk kürsüsüne çıkan Fenerbahçe'nin artık sadece taraftarına değil, Türkiye'ye karşı yükümlülükleri vardır. Farklı bir misyon oluştu ve bu vizyonu taşıyacak kararları alma zorunluluğundadırlar.
"Bizim işimiz değil" diyemezler. Böyle düşünüyorlarsa, o koltuklardan da kalksınlar. F.Bahçe'nin yeni misyon hazırlıklarında ilk etap, bu çağdaşlığı kafa ve vizyon olarak taşıyacak bir teknik adam olmalıdır.
YÖNETİM SAHİP ÇIKMALI
'İstemeyen gider' raconu, kişilerin görüşü olabilir ama kulüplere ait olamaz. F.Bahçe'nin çocukları (Tuncay, Ümit Özat, Rüştü) banka hesaplarının değil, formalarının endişesi ile sahadaydılar. Sorumluluk aldılar, protesto edildiler, liderlik üstlendiler. Tuncay'ın takımda kalması olmazsa olmazlar arasındadır. 22 yaşında kaptanlık bandını koluna takan Rüştü'nün tekrar eski sorumluluklarını üstlenmesi de önemlidir. Rüştü; görgüsü, dünya futbolundaki kariyeri, oynamadığı zaman anlaşılan değeri ile bu takımın lideridir. Fenerbahçe yönetimi oyuncusuna sahip çıkıp, uzun süreli bir sözleşme ile Rüştü'ye iade-i itibar yaparak bir çok sorunu aşmayı başarır.