Fenerbahçe yönetimi sezona yeni bir hocayla başlarken, D.Kiev'e elendikten sonra dört günde dört oyuncu transfer etti. Bugün 100. yıl hedefleri için takımın kalitesi sorgulanır oldu. Yukarıda detaylı şekilde karşılaştırmaları göreceksiniz. Kim gitmiş, kim gelmiş, hangisi tutmuş, hangisi fiyasko, anlayacaksınız.
Bu değerlendirmeleri yapan bizler kadar, bu transferler için karar verenler de gerçekleri görüyorlar. Tek sorun buna inanmak istememeleri. "Biz hata yaptık" diyememeleri ve ısrarla hatasız olduklarını kanıtlamak adına karanlığa kurşun sıkmaya devam etmeleri.
Zico'yu ve 100. yılı fiyasko olmaktan 'Azizsilin' hareketi döndürdü. Sistemi ve düzeni değiştiren bu müdahale ile birlikte çıkış başladı. Sonrasında bu hoca ile çalışmaya devam etmeleri, aynı inancı taşımaları mümkün mü?
Ama "Yok aslında birbirlerinden farkları" diye düşünüp, sorumluyu ortada bırakıp arkadan izlemeye tercih ettiler. Devre arasında aksayan transferleri değiştirme imkanları vardı. Bunu da yapmadılar. Çünkü Türkiye'de ne olursa olsun şampiyon olacaklarına inanıyorlar, bu gürültü içinde de "Demek ki doğru yapmışız" diyebileceklerini biliyorlardı. Hep öyle olmamış mıydı? Başarı en güzel örtü değil mi? Her şey bir anda unutulur. Ama ders alarak devam edip, başarının ardından siz doğrusunu yaptığınız sürece istikrarı bulursunuz.
Binlerce kişi diyor ki; "Bize '100. yıl kadrosu, yıldızlar topluluğu' dediler. Morientes'ten, Roberto Carlos'tan, Sol Campbel'dan bahsettiler. Gittik tişört aldık, kombine aldık, taraftar kartı aldık, piyongo bileti aldık. Bütün bu söylenenlere inanmakla; acaba biz hata mı yaptık?" Eğer onlar hatalarından ders çıkartırlarsa, bakalım ne olacak?