Okur Selami Dündar şöyle yazmış: 'Gazetenin daimi okuru bir emekliyim. Genelde sağlık haberleri nedeniyle bu gazeteyi beğeniyorum. Hayat bana bu ülkede hormonlu gıdaların, kontrolsüz tarımın en büyük halk düşmanı olduğunu öğretti. Ne yediğimizi bilmeden yer haldeyiz. Gençler arasında artan kanser vakalarını da buna bağlıyorum. Her neyse, benim şikâyetim gazetenin bir ihmali ile ilgili. 29 Mart tarihli gazetenin içinde (Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı) Mehdi Eker'e atfen 'Zehirli Meyve İddiasına Yalanlama' başlıklı haberi okudum. Haberde bakanın ülkemizdeki bazı meyvelerde zirai ilaç kalıntıları olduğuna dair bir rapora sert itirazlarını gündeme getiriyordu. Dikkatle okumama rağmen, 'peki bu rapor neyin nesi ve ne diyor' merakımı gideremedim. Sonradan anladım ki meğer rapor bir gün önce bazı gazetelerde ve TV'lerde yayınlanmış. SABAH'ın haberi vermemesini ben bir duyarsızlık olarak algıladım.'
Okur, çevre örgütü Greenpeace'in 'Kimyasal Maddesiz Yemek' (Essen Ohne Pestizide) başlıklı 26 sayfalık raporundan söz etmekteydi. Rapora göre Türkiye'de üretilen biber, üzüm ve armut 'en tehlikeli ürünler' listesinde ilk üç sırayı almıştı. Aynı şekilde greyfurt, patlıcan ve kabak da 'tüketimi tehlikeliler' arasındaydı. Rapor çok sayıda ülkeden 80'e yakın ürünle ilgili saptamaları kamuoyunun dikkatine getirmekteydi.
Okur siteminde haklıdır. Rapor, yayınlandığı gün haber değeri görülmedi ise bu bir hatadır. Sadece basit bir 'atlama', yani okurun kastettiği türden ihmal de olsa, bunun ertesi gün telafi edilmesi mümkündü. 29 Mart tarihli haberi bir tür 'resmi yalanlama' ile yetinerek kurgulamak yerine, 'rapor ne diyordu?' türünde bir ek haberle pekiştirmek gerekirdi. Okur bir habere tepkiyi okurken tepkiye yol açan asli gelişmeyi tahmin etmek, veya başka, rakip mecralardan bulmak zorunda bırakılmamalıdır.