Perşembe günü Bilgi Üniversitesi'nde IMF Başkanı Dominique Strauss-Kahn'a bir "gazeteci" ayakkabı fırlatınca konu yeniden gündeme geldi:
Gazeteci siyasi eylem yapabilir mi?
Birgün gazetesinde editör olarak çalışan Selçuk Özbek'in eylemi, Iraklı gazeteci Muntazar el Zeydi'nin, geçen yıl Bush'a karşı yaptığının kopyasıydı.
Her ne kadar, sonradan Özbek'in bu eylemi gazeteci kimliğiyle yapmadığı söylendi ise de, değişen bir şey yok.
Toplantı salonuna 'gazeteci' kimliği ile girmiş.
İdeolojik-siyasi angajmanı, mesleğin rolü ve ilkelerinden üstün gören "gazeteci" tipi için bu tür eylemler alkışlanası işlerdir.
Bunun savunulur bir yanı olmadığını düşünüyorum.
Gazeteci, okuruna doğru bilgileri aktarabilmek için gelişmeleri "dışardan" izler.
Ama, gelişmenin "öznesi" olduğu anda görevi bitmiş, kimliği "başkalaşmış" demektir.
Yıllar önce, son Körfez savaşı başlarken, "barış kalkanı" kampanyasına aktif militan olarak katılan bir gazetecinin Irak'tan haberlerinin verilmesini hayretle izlemiş, eleştirmiştim.
O zamanlar buna "gazeteci barıştan yana olmalıdır" gibi, habercilikle hiç alakası olmayan, sadece yorumculara atfedilebilecek bir "ilke" (ki o da tartışmalı) bahane edilmişti.
Yaşanan son olayın da bir farkı yok.
Ama bazı dikkate değer yanları var.
İlki, toplantıya girişte gazeteci kimliği kullanılması yüzünden, asıl işini yapmaya çabalayan gerçek gazetecilerin bundan böyle zaten kendilerinden pek hazzetmeyen kurum ve kuruluşlarca daha bir "zora koşulmasıyla" ilgili. Yani o kişi, meslektaşlarının kimliğini kötüye kullanmıştır.
Peki, kesin olarak kınanabilir mi?
Hayır.
Çünkü,
Türkiye'de de iki tür gazetecilik var: Sadece doğru ve adil, "mesafeli" yazılmış haberciliğe iyi kötü önem veren ile, haberleri belli bir misyon veya ideolojinin hizmetinde araç olarak kullanan gazetecilik.
Özbek'inki ikinci kategoriye giriyor.
Bazı gazeteler, belli parti ve siyasi görüşlere propaganda amaçlı olarak hizmet ederler. Bunlara sol ve sağda rastlanıyor.
Sorun ötekilerde: Acaba büyük, bağımsız kitle gazeteleri böyle bir "eylemciyi" görevde tutmaya devam eder miydi?
"Hayır" cevabı ağırlıktaysa, hâlâ umutlarımız sağlam demektir.
Peki, gazeteci hiç mi eylem yapmaz?
Yapar tabii. Ama sadece kendi mesleğine ait sorunlarla ilgili olarak imza verir, yürür, slogan atar, çelenk asar, hatta terlik çorap da fırlatabilir. Buna hiç kimsenin itirazı olamaz.