17 Ağustos tarihli gazetede, spor sayfalarından birinde Can Baytak'ın Çizgi Sahası başlıklı karikatürü yer almıştı.
Sabah okuru genellikle karikatürlere hoş bakar, sempatiyle karşılar, ama bu karikatüre iki eleştiri aldım.
Karikatürde iki sarışın genç konuşuyor. Karşılarında göğsünde fotoğraf makinesiyle şapkalı bir genç var.
Sarışın erkeklerden biri şöyle diyor: "Ne var canım? Tamamiyle yanlış anlama. Biz Türklere leziz İsviçre çikolatası attık yesinler diye... Pis barbarlar anlamadı ama.."
Öteki şöyle yanıt veriyor:
"Evet.. Evet.. Ben de Alplerin buz gibi suyundan attım. Çikolatadan içleri yanmıştır kana kana içsinler dedim. Barbara anlatamadım.."
Okurlardan birinin tepkisi: "Bu karikatürde ulusumuz için 'pis barbarlar' ifadelerinin kullanıldığının farkında mısınız? Onların ayıbına siz neden ortak oluyorsunuz? İsviçrelilere gerekli tepkiyi vereceğiniz yerde gazetenizde karikatür basınetik değerleri içinde yayınlıyorsunuz?" E
leştiriyi Can Baytak'a aktardım.
Yanıtı şöyle:
"Sayın okuyucumuzun hassasiyetini saygıyla karşılamakla beraber, karikatür kösemde çizmiş olduğum 'Heidi ve Peter 2007' başlıklı karikatürümde anlatmak istediğim şey, bize uygulanan çifte standardı sergilemek için biraz da karikatür sanatının hiciv özelliğine dayandırarakmizahi bir eleştiri getirmekti. 16 Kasım 2006'da oynanan Türkiye-İsviçre milli maçı sonrası olan olaylardan sonra, bizi barbarlıkla suçlayan İsviçrelilerin Beşiktaş-Zürih maçında aynı şekilde davranmalarının en azından SABAH yazar, çizer ve okurunun gözünden kaçmadığını ifade etmek istedim. Karikatürüm okuyucumuz tarafından bir kere daha dikkate alınırsa, maksadımın millete hakaret etmek değil, bize uygulanan çifte standardı mizahi bir dille vurgulamak, herkese teşhir etmek olduğunun açıkça görülebileceğine inanıyorum."