SABAH Ankara Bürosu Haber Müdürü Ahmet Dirican'ın yanıtı:
*Eski TCK'nın 565'inci maddesinin yeni TCK'da karşılığı 179 ve 180'inci maddelerdir. "Trafik güvenliğini tehlikeye sokma" başlıklı 179'uncu madde, "Kara, deniz, hava veya demiryolu ulaşımının güven içinde akışını" bozacak eylemlerde bulunanlara ceza verilmesini öngörmekte. "Trafik güvenliğini taksirle tehlikeye sokma" başlıklı 180'inci maddede ise şu hüküm yer almaktadır: "Deniz, hava veya demiryolu ulaşımında, kişilerin hayatı, sağlığı veya malvarlığı bakımından bir tehlikeye taksirle neden olan kimseye üç aydan üç yıla kadar hapis cezası verilir." 180'inci maddede, "karayolu"ndan söz edilmemekte. Haberin asıl amacı da bu çelişkiye dikkat çekmektir. Binlerce kişinin ölümüne ve yaralanmasının yanı sıra büyük çapta maddi zararlara yol açan "taksirle tehlikeli araç kullanma" suçu deniz, demir ve havayolu ulaşımı için ayrıntılı olarak düzenlenmiş ancak nedense buraya 'karayolu' sözcüğü eklenmemiştir.
*Haberimize dayanak olan Yargıtay kararında da "Kanunun 180'inci maddesinde ise trafik güvenliğini taksirle tehlikeye sokma suçu düzenlenmiş ve bu maddede karayolu ulaşım araçlarına yer verilmemiştir" denmektedir.
*Yargıtay kararlarının dayanağı, Bingöl ve Bolu'daki iki motosiklet kazasıdır. Bu kazalarda insanlar yaralanmıştır. Dava, "yaralama" suçundan değil, "taksirle tehlikeli araç kullanmak"tan açılmıştır. Bunun nedeni de yaralanan kişilerin şikayetçi olmamalarıdır. Bu nedenle Yargıtay da sanıkların "taksirle tehlikeli araç kullanmak"tan beraat etmeleri gerektiğine karar vermiştir.
*Sonuç olarak, haberin birinci unsuru, yaralamayla sonuçlanan iki kaza sonrasında, "taksirle tehlikeli araç kullanmak"tan yargılanan iki kişinin beraat etmesidir. Haberin ikinci unsuru, "taksirle tehlikeli araç kullanma" suçunun karayolunda işlenmesi halinde ceza verilmeyeceğinin Yargıtay kararına dayanılarak duyurulmasıdır.
*Sayın Sözüer, telefonda aktardığı görüşlerini daha sonra yazılı olarak da iletmiştir. Bu görüşler, İstanbul Haber Merkezi'ne, kendisi gerekli düzeltmeleri yaptıktan sonra geçilmiştir. Gazetede, Sözüer'in görüşlerinin, düzelttiği metinde aynen yer almaması İstanbul'daki Yazı İşleri'nin takdirindedir."