10 Ağustos tarihli gazetede ön sayfadan Yeni TCK'da Kaza başlıklı haber, hukuk haberlerinin ne kadar ince elenip sık dokunularak işlenmesi gerektiğini ortaya koymakta.
Ersan Atar imzalı habere göre, Türk Ceza Kanunu'nda (TCK) "tehlikeli araç kullanıp taksirle adam yaralayanları" cezalandıracak yasa maddesi unutulmuştu. Ve Yargıtay, peş peşe aldığı iki kararla, bu suçu işleyenler için beraat kararı vermişti.
Haberde yeni TCK'yı hazırlayan hukukçulardan Doç. Adem Sözüer'in bir yorumuna da yer verilmişti.
Sözüer Okur Temsilcisi'ne başvurarak tüm düzeltme ve uyarılarına rağmen gazeteye yaptığı açıklamaların yanlış aktarıldığını söyledi. "Söz konusu haber içerik itibarıyla yanlış" dedi.
Sözüer'in açıklaması şöyle:
"Günümüzde bir kanun düşünün, taksirle yaralama suçu unutulmuş. Doğru olsa hukuk tarihinin de en büyük skandallarından biri olurdu! Taksirle yaralama en sık işlenen suçlardan biridir. TCK'nın 89. maddesinde taksirle yaralama suçu açıkça düzenlenmiş. Bu madde mahkemelerce de her gün uygulanıyor. Diyeceksiniz ki, ama Yargıtay söylemiş gazete de bunu haber yapmış. Oysa Yargıtay kararında böyle bir şey söylenmiyor ki. Kararı okuyan muhabir 'taksirle yaralama için madde yok' diye bir anlam çıkarmış."
"Beni (gazeteden) telefonla aradılar, kararı gönderdiler. Ben de karar 'taksirle yaralama' ile ilgili değil, 'tehlikeli araç kullanmak'la ilgili diye uzun uzun anlattım. Teknik hukuki bir konu olduğu için demecimin metnini yollayın, yanlış bir anlaşılma varsa düzelteyim, dedim. Haber metnini gönderdiler. Gerekli düzeltmeleri yapıp gazeteye yolladım. Düzeltmelerin mutlaka dikkate alınması için de not yazdım. Her ihtimale karşı telefonla da arayıp, aman dikkat diye uyardım. Ama hepsi nafile."
"Haber yayınlandıktan sonra Ankara Haber Müdürü Ahmet Dirican ile konuştum. Düzeltilmiş metni yazı işlerine yolladığını ama nedense bunun dikkate alınmadığını ifade etti. Israrlı uyarılarıma rağmen nasıl böyle bir şey oldu? Ankara Büro'nun düzeltilmiş metni yolladıktan sonra, konuyu izleyip yazı işlerini uyarması gerekmez miydi?"
"Daha da önemlisi, haberi yapanların bu kadar önemli bir konuyu araştırmaya devam etmeleri gerekmez miydi? Çünkü ya kanun koyucu çok büyük bir hata yapmış, ki buna kanunun hazırlık çalışmalarına katılan, akademisyen, hakim, savcı ve avukatlar da dahildir, ya da Yargıtay tarihe geçebilecek yanlış bir karar vermiştir. Bu durumda da kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi için, bir biçimde işin doğrusunu topluma duyurmak gerekmez mi? Çünkü haberde kara trafiğinde taksirle yaralamaya neden olmak suç değil gibi, çok ciddi bir iddia söz konusu."
"Bir uzmandan görüş alınınca bu doğru yansıtılmalı. Bu görüş tatmin edici değilse başka uzmanların da fikrine başvurulmalı. Bunlar yapılmayıp doğru bir Yargıtay kararı ile uzman görüşünü, temelinden değiştirip manşetten yanlış biçimde kamuoyuna aktarılmasının nedeni ne olabilir?"