Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BAŞYAZI MEHMET BARLAS

Denize düşmek ihtimaline karşı kolunda yılan taşımak

Temel koluna dolanmış bir yılanla kıyıdaki yolda yürümekteymiş.
Yolda rastladığı bir tanıdığı "Temel, neden bu yılanı taşıyorsun" diye sormuş...
Temel gülümsemiş ve cevap vermiş:
- Denize düşersem sarılırım diye taşıyorum yılanı... Düne kadar birbirine yılan görmüş gibi bakanların bugün birbirine sarıldığını ve aynı istikamete doğru yol aldığını görünce "Acaba bunlar nifak denizine mi düştüler ki birbirine sarılıyorlar" diye merak etmiyor musunuz?
Gerçekten tablo inanılacak gibi değil...
Meğer Türklerle Kürtlerin demokratik ve özgürlükçü bir ortamda ülkenin yarınına dönük birlikteliğini hedefleyen "Barış açılımı" teferruatmış.
Meğer "Askeri vesayet"in sona erdirilmesi de önemsizmiş. Kendi halkını "İç düşmanlar" olarak gören anlayışın sona erdirilmesi de, siyasete ait olması gereken konuların güvenlik alanından çıkartılması da, önemsenecek gelişmeler değilmiş.

COMECON öyküleri

Soğuk Savaş döneminde Sovyet Bloku'nda NATO'ya karşı Varşova Paktı, Ortak Pazar'a karşı da COMECON vardı...
Demir Perde'nin Ortak Pazar'ı olan COMECON'a üye ülkelerin her kararını, COMECON İcra Komitesi Sekreteri'nin veto etmek yetkisi vardı.
O dönemde bir gün, Çekoslovakya hükümeti "Deniz Ticaret Bakanlığı" kurmaya karar verir. Bunun üzerine COMECON İcra Komitesi Sekreteri "Çekoslovakya'da deniz yok, bu nedenle Deniz Ticaret Bakanlığı kuramazsınız" diyerek Prag'ın bu kararını veto eder. Çekoslovakya Dışişleri de bu vetoya karşı "Ama Sovyetler Birliği'nde Adalet Bakanlığı, Bulgaristan'da da Kültür Bakanlığı var" cevabını verir.

Bir montaj hikâyesi

O dönem Çekoslovakya'sının gerçeklere bakış açısını bugünün dünyasına yansıtabilseydiniz "Türkiye'de de dershane diye bir rejim sorunu var" demez miydiniz?
Yine o döneme ve Soğuk Savaş'ın Demir Perde arkasındaki COMECON üyesi ülkelere dönelim... Bu örgüt her üye ülkenin hangi endüstri ürününün üreteceğine de karar verirdi ve "Puset" denilen çocuk arabalarını sadece Romanya'nın üretmesi karara bağlanmıştı.
Romanya'da puset üreten dev bir fabrikada bir kadın ve bir erkek işçi, birbirlerine âşık olup evlenmişler. Kadın hamile kalınca ileride doğacak bebek için planlar yaparlarken, akıllarına bebeğin pusetini bedavaya getirecek bir formül gelmiş...

Sonunda ne çıkar?
- Üretim kayışlarından akan ve son aşamada monte edilecek parçalardan her gün bir tanesini aşırırız. Parçalar tamamlandığında bunu monte ederiz ve bir pusetimiz olur,
diye düşünmüşler.
Planlarını uygulayıp, kayışlardan akan parçalardan her gün bir tane çalmışlar.
Parçalar tamamlanınca evlerinde bunları birleştirmişler. Sonunda bir ağır makineli tüfekleri olmuş.
Bize dönersek... Düne kadar birbirlerine yılan gömüş gibi bakan yeni müttefiklerin ürettikleri parçaları birleştirirseniz, sizler de büyük bir siyasi hezeyan balonuna sahip olabilirsiniz.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA