Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BAŞYAZI MEHMET BARLAS

Pazar günleri gündeminizi kendiniz belirleyin...

Türkiye'de bazılarının gündem oluşturma çabalarını izlerken herhalde bazen Orhan Veli'nin "Cımbızlı Şiir"ini hatırladığınız oluyordur.
"Ne atom bombası,
Ne Londra konferansı;
Bir elinde cımbız,
Bir elinde ayna.
Umurunda mı dünya!
"
Son olarak gündemimizin nur topu gibi "Merdivenin rengi" diye bir çocuğu da oldu.
En inanılmaz olan da "28 Şubat 1000 yıl sürecek" diyenlerin şimdi merdivenlerin renklerinde özgürlük aramaları...
Galiba "Askeri Demokrasi"nin sona erdiğinin hâlâ farkında değiller.
Mahallenin kabadayısı Çok azgın bir eşek sırtına binen herkesi fırlatıp yere atıyormuş. Mahallenin kabadayısı bunu duyunca gelip, eşeğin sırtına binmiş. Ama eşek taşıdığı kişinin kim olduğuna aldırmadığı için yine tepinmeye, sıçramaya başlamış.
Ve sonunda sırtındaki mahallenin kabadayısını da yere fırlatmış.
Kabadayı yerde perişan, hâlâ sıçrayan ve tepinen eşeğe bakıyormuş. O anda kendisini acıyarak izleyen mahallelinin farkına varmış... Dönmüş onlara,
- Şu eşeğe bakın, beni hâlâ sırtında sanıyor, demiş.
Bizim medya mahallesinin cunta amplifikatörü konumundaki eski kabadayıları da, düşüşlerini "Aslında biz özgürlük istiyorduk, halk bunu anlamadı" diyerek merdivenlerin renkli basamaklarına dayamaktalar.

Neden tepiniyormuş?

Aslında bu pazar günü biz de onlar gibi davranıp, gündeme farklı açılardan bakmayı denemeliyiz.
Mesela bazı insanların toplumun değerlerine, genel eğilimlere ve hatta seçim sandıklarından çıkan sonuçlara hiç aldırmadıkları ve kendileri gibi olmayanlara tepeden baktıkları durumları anlatan bir fıkra vardır.
Bir baloda çiftler pistte vals yapıyorlarmış.
Bu sırada iki kolu olmayan bir adam piste çıkmış ve orkestranın vals çalmasına aldırmadan tepinmeye başlamış. Durumu şaşkınlıkla izleyenlerden biri adamın yanına gitmiş ve "Sen neden tepiniyorsun" diye sormuş.
İki kolu olmayan adam bu soruyu sorana dönmüş,
- Ne yapayım, k...m kaşınıyor, demiş.
Bir de İstanbul'daki Gezi Parkı'nı Kahire'nin Tahrir Meydanı ile karıştıran jeo-politik özürlülerin durumunu anlatan bir Temel fıkrası vardır.
Coğrafyayı bilmeyen ayı Temel konuklarına avladığı hayvanların postlarını gösteriyormuş. Bir kutup ayısının beyaz postu önüne geldiklerinde konuklardan biri sormuş,
- Temel, bu kutup ayısını nerede avladın?
- Bu kutup ayısını Bolu ormanlarında avladım
, diye cevap vermiş, Temel.
Soruyu soran şaşkın "Bolu ormanlarında kutup ayısının ne işi varmış" deyince Temel gülmüş,
- Bir ayının coğrafya bilgisine sahip olmasını herhalde bekleyemezdim, demiş.
Siz siz olun... Hiç olmazsa pazar günleri gündeminizi eşekten düşenlerin veya Bolu ormanlarında kutup ayısı avlayanların belirlemesine izin vermeyin...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA