Hamdi Topçu ile Temel Kotil yönetiminde dünya ölçeğinde başarı çizgisini yakalayan THY'nın "İçki Yasağı" haberleri ile gündeme gelmesini anlamak kolay değil.
Sarhoş olup da çevreye zarar vermemeleri şartıyla, uçak yolcularından isteyenler içki içer, içmeyenler de içmez neticede.
Kimse "Bir uçağa binsem de içmeye başlasam" hesabı yapmıyor dünyada.
Ama dünyadaki milyarlarca uçak yolcusu için içki sunumu, sivil havacılığın alışılmış bir uygulamasıdır.
Tabii ki bazı havayollarında alkollü içki sunumu söz konusu değil.
Devlete ait olan Suudi Hava Yolları'nda, uçak havalanırken Kuran'dan ayetler okunur. Bu uçakta alkollü içki ikramını beklemek insanın aklından bile geçmez.
Eğer üzerinizde veya valizinizde alkollü içki varsa, indiğiniz Suudi havaalanında gümrükçüler bunlara el koyar. Yanındaki içkiyi beyan etmediği için geçmişte cezaevine atılan ünlü işadamlarımız vardır Suudi Arabistan'a gidenlerden.
Görünüm bozulur
Kaddafi Libya'sında da gelen uçak yolcularının içki getirip getirmedikleri çok sıkı kontrol edilirdi.
Trablus Havaalanı'nda gümrük sırasında önümde bekleyen bir İngiliz yolcunun valizindeki viskileri kıran Libyalı gümrük görevlilerinin attıkları kahkahaları hâlâ hatırlıyorum.
Hiç binmedim ama herhalde İran Hava Yolları'nda da alkollü içki ikramı yoktur. Bir dönem bağnaz Hindular da Hindistan Hava Yolları'nda içkiyi yasak etmişlerdi.
Şimdi THY'nin de bu sıraladığım ülkelerin hava yollarını hatırlatacak bir görünüme girmesi akıl alacak bir durum değil...
Bilinmesi gereken bazı gerçekler var alkollü içkilerin tüketimi konusunda.
Alkol karaciğeri de, beyin hücrelerini de tahrip eden bir kimyasal.
Ama aşırıya kaçılmadığı takdirde, alkol insanları rahatlatıyor, gerginlikleri azaltıyor.
Uçak korkusu
Örneğin uçmaktan korkan ama uçakla yolculuk etmek zorunda bulunan bazı tanıdıklarımın, korkularını bir bardak alkollü içki ile aştıklarına defalarca tanık oldum.
Eğer bazı hatlarda getirilen alkollü içki yasağının nedeni dini inançlardan kaynaklanıyorsa, bir yolcu uçağının bir ibadethane veya bir eğitim kurumu olmadığı da bilinmelidir.
Bu tür yasaklar, sonunda internete getirilen kısıtlamalara da, medyaya uygulanan sansürlere de dayanmıyor mu?
"Özel yaşama müdahale" tartışmasının en tahrik edici biçimde tartışma gündeminde bulunduğu bu dönemde, THY'nin içki yasağı haberleri ile haber ve yorumlara konu kılınmasını anlamak gerçekten çok zor.
Aslında çok üzücü bir durum da bu...
"Laiklik" ilkesini sadece alkollü içkilerin serbestçe tüketimine bağlamak, bu ilkenin içeriğini çarpıtan bir yaklaşımdır.
Yasakların dünyası
Bir anlamda "Başörtüsü yasağı" ile "Alkollü içki yasağı" bireylerin özgürlüklerini hedef alan aynı çizgideki anti-laik uygulamalar değil midir?
Ayrıca bu içki yasağı konusunda kendim için bir şey istiyorsam namerdim... Çok uçak yolculuğu yaptım ve çoğu zaman aklıma içki içmek hiç gelmedi bu yolculuklarda...
Ama THY'nın Suudi Hava Yolları ile aynı kefede görülmesini istemiyorum.
Bu kadar başarılı bir yönetimin beyinleri, imajlarının bir kadehte kırılmasını nasıl göze alabilirler?
Yazıyı Reha Muhtar'ın köşesindeki çağrı ile noktalıyorum:
- Messi'yi, Kobe Bryant'ı, Kevin Costner'ı, Barcelona'yı ve Manchester United'ı getiren vizyon, hosteslerin etek boyuyla veya Kayseri uçuşlarındaki aperatif viski tüketimiyle ilgilenmez...