Uluslararası camia (veya NATO üyesi ülkeler) neden Libya'ya müdahale ettiler de, Suriye'deki yönetimin kendi halkına karşı ordusunu kullanmasına seyirci kalınıyor?
Bu noktada Suriye'deki duruma "Devlet terörünün tırmanması" diye teşhis koyulurken, Libya'daki durumu ise "İç savaş" şeklinde nitelemek gerektiğini söyleyebiliriz.
Libya'da Bingazi'ye egemen olan "Muhalifler" şu anda uluslararası hukuk açısından Trablus'taki Kaddafi'den daha fazla meşruiyeti temsil ediyorlar.
Onlar sadece fiilen (de facto) değil hukuken de (de jure) tanınmayı elde etmiş durumdalar.
Yani Libya'daki iç savaşın uluslararası camiadaki galibi Kaddafi rejimine karşı ayaklanan gruplardır.
Buna karşı Suriye'deki rejim muhaliflerinin bu ülke toprakları üzerinde egemenliklerini sağladıkları bir yer yoktur.
Bir yerde durmalıdır
Ama bilelim ki bu süreç böyle devam ederse, Esad rejiminin terörist eylemler olarak nitelediği protestolar, bir iç savaşa dönüşebilir.
Yani iç hukukun sağladığı egemenlik hakkı merkezi otoriteye karşı eylem koyanları "Terörist" olarak nitelerken, bu durum bir noktada uluslararası hukuk açısından
"İç savaş"a dönüşebilir. "İç savaş" kavramı üzerinde sayısız bilimsel çalışma yapılmıştır.
Daha da ötesi, bundan yedi yıl önce Dünya Bankası tarafından oluşturulan bir uzmanlar ekibi 1960-99 arasındaki iç savaşa dayanabilecek çatışmaları inceleyip "Collier-Hoeffler Modeli" diye bilinen bir rapor hazırlamışlardır.
Bu raporda da her silahlı kalkışmanın "İç savaş" olarak nitelenmemesi gerektiği vurgulanmıştır.
İç savaşın koşulları
Uluslararası hukukta "Savaş"ın kurallarını belirleyen Cenevre Konvansiyonu'nda "İç savaş" tanımı yoktur.
Ancak "Savaş" kavramı üzerinden gidilerek "İç savaş"ın oluşması için gerekli koşullar da bulunabilir.
Bunları şöyle sıralamak mümkündür:
Ayaklanan ve silahlı çatışmalara girişen grubun, ulusal toprakların bir bölümüne egemen olması.
Ayaklanan grupların bu topraklardaki nüfus üzerinde fiili yaptırım gücünün bulunması.
Ülkenin yasal devlet otoritesinin bu gruplara karşı düzenli ordu ile müdahale etmesi.
Ayaklanan grupların uluslararası alanda merkezi meşru otoriteye yakın ölçüde tanınması.
İç savaşlar Modern Çağ tarihi sürecinde önce Monarşi-Cumhuriyet çatışmaları şeklinde başlamış, 20'nci yüzyılda ise ideolojik kamplaşmalar iç savaşların taraflarını oluşturmuştur.
Gerçekleri görmeliyiz
Son dönemde ise etnik ya da dinsel farklılıklar iç savaşların kaynaklarını da belirlemiştir.
Bütün bu evrensel gerçekleri devletleri yönetenler kadar, merkezi otoriteye karşı silahlı kalkışma başlatanlar da bilmelidir.
Yani her terörist eylem, bir iç savaş değildir.
Ama devletler kötü yönetilirse, siyasal ve ekonomik istikrarsızlıklar kalıcı hale gelirse, devletler hukukun yerine zorbalığı ikame ederlerse ve merkezi yönetimler uluslararası konjonktüre dayalı gerçekleri yok sayarlarsa, terörist eylemlerin bir ülkeyi iç savaşa sürüklemeleri mümkün olur.
Bu durum sonunda dış müdahaleler de gündeme gelir.
Son örnek Libya değil mi?.. Daha önce de Angola'yı, Yugoslavya'yı görmedik mi?