Bilgisayar ekranında Avrupa haritası ve bir tablo var. Buna göre önümüzdeki dönemde Avrupa Birliği'ne sekiz ülke daha katılacak.
Bunlar Sırbistan, Bosna, Hırvatistan, Arnavutluk, Montenegro, Makedonya, İzlanda ve Türkiye...
Mesela Türkiye ile Hırvatistan'ın üyelik müzakereleri 3 Ekim 2005 günü başladı.
Hırvatistan 2011'de AB'ye tam üye olacak.
Türkiye'nin üyeliği içinse 15 yıl daha geçmesi gerekeceği söyleniyor.
28 Nisan 2009'da üyelik için başvuran Arnavutluk'un 2015'te AB'ye girmesi bekleniyor.
Türkiye dışında kalan beklemedeki tüm ülkeler için en geç üyelik tarihi 2015 olarak gösterilmekte.
Bize hep kırmız ışık
2009'da üyelik için başvuran, 2008 Temmuzuna kadar Sırp Kasabı Karazic'i tam 13 yıl Adalet Divanı'ndan saklayan Sırbistan bile 2015'te AB'nin tam üyesi olacak.
Doğu Avrupa'nın eski komünist devletleri, Balkanlar'ın iç savaş geçirmiş ve parçalanmış ülkeleri hepten AB'ye girebiliyor.
Ama Türkiye'ye gelince AB'nin kapısında kırmızı ışık var.
Müzakere başlıklarının toplam sayısı 33...
Buna karşı sadece 13 başlık açılabilmiş.
Türkiye Gümrük Birliği'nin hükümlerini Kıbrıs Rumlarına da uygulamayı kabul etmediği ve havaalanları ile limanlarını açmadığı için, müzakereler topal yürüyor.
Ayrıca Türkiye'deki ifade ve basın özgürlüğünün varlığına, hukukun üstünlüğüne dinsel azınlıkların haklarına, askerlerin sivil demokrasi üzerindeki müdahalelerine, kadınlara ve çocuklara ilişkin haklara dönük kuşkular da var AB'de...
Bazı Avrupalılar da Türkiye'nin büyük nüfuslu bir İslam ülkesi olmasına dönük endişeler seslendirmekteler... Bazıları da Türkiye'nin işgücünün AB'nin emek piyasasını sarsacağı iddiasını seslendirmekte.
Nerede alternatif program?
Dünkü salı günü siyasi liderler yine partilerinin grup toplantısında esip gürlemekteydiler.
İktidardaki AK Parti'nin ve Başbakan Erdoğan'ın söylemlerini de icraatlarını da biliyoruz artık.
Burada önemli olan ana muhalefet partisi CHP'nin bizlere sunması beklenen alternatif icraat programı değil midir?
Dün Kılıçdaroğlu engellilerin, kadınların, polisten dayak yiyen gençlerin, zaman aşımı ile yok olan davaların durumlarına değindi.
Kılıçdaroğlu da biliyor ki bu tür sorunlar, Bulgaristan'da bile, Romanya'da bile AB üyeliği sonucunda evrensel uygarlığın kurallarına bağlandı.
Ama CHP iktidar olursa Türkiye'nin AB üyeliğini sürekli erteleten sorunlar ortadan kalkacak mı?
Kendini ne sanıyor?
Kıbrıs Cumhuriyeti'ne havaalanlarını ve limanları açacak mı CHP iktidar olursa?
Heybeliada Ruhban Okulu konusunda CHP'nin tutumu ne?
Tutukluluk süreleri haklarındaki ceza istemlerini aşmış insanlar salıverilecek mi?
Sahi... Türk Silahlı Kuvvetleri'nin sayısı, bedelli askerlik, zorunlu askerlik konularında CHP ne düşünüyor?
Bunları bilen bir kul var mı yeryüzünde?
Özetle siyaset sadece laf ebeliğinden, karşı görüş sahiplerini aşağılamaktan ve eleştiriden ibaretse, bunu her gün biz köşe yazarları zaten yapmıyor muyuz?
Alternatif icraat programını da mı bizler üretelim?
Veya Kılıçdaroğlu kendini köşe yazarı mı sanıyor?