İNSAN Nişantaşı'na çıkınca kendisini başka dünyalara gitmiş gibi görebilir.
Ama bu sanı, insanın beynini de sıfırlamasına sebep olmamalı.
Örneğin böylelerin "Her şeye evet" deme itiyadına sahip olduğu kişiyle nerede, neden tanıştığını unutması mı gerekir?
1997'nin post-modern darbesine "Hayır" diyenlere nefes aldıran Kanal 7 olmasaydı, bir çakma Nişantaşlı ile bu satırların yazarının yolları kesişebilir miydi?
Kanal 7'deki militarizme "Hayır" denilen günler, bugüne Süveyş Kanalı kadar mı uzak artık?
Ya da Turgut Özal'ın askerin açtığı yoldan geldiği iddiasını seslendirirken, o yolun Özal için değil Turgut Sunalp ve Necdet Calp için açıldığını bilmezden gelmek, nadanlığa tüy dikmiyor mu?
Turgut Özal'ın ülkeyi sivil rejime döndürmesi, gerçekten unutuldu mu Özkökgiller takımı üyeleri tarafından?
Bazıları bekâr kalmak meselesinde olduğu kadar saygılı ve hakikatli olmak konusunda da keşke Fethullah Gülen'i kendilerine model alsalardı.
Veya keşke Erbakan'a damat olsalardı.