Yarın söylenmeleri kaçınılmaz olan düşüncelerden hoşlanmasanız bile bunlara hazırlıklı olduğunuz takdirde, sorunlar kriz konusu haline dönüşmez.
Her siyasal ve sosyal gelişmeye karşı "Akıllı devlet"lerin birden fazla çözüm planı vardır. Bu planları sade iktidar partileri yapmaz; muhalefet de sorunlara alternatif çözümler üretir.
Klişeleşmiş tek söylemle sorunlara çözüm üretebileceğinizi zannederseniz, başınızı kuma gömmekten başka bir şey yapmış olmazsınız.
Örneğin birileri "Bölgesel özerklik"ten söz ederken siz havuzlu villalar konulu siyasi çeşitlemelere takılırsanız, İspanya'nın, İngiltere'nin deneyimlerini görmezden gelir, Yugoslavya'nın, Sovyetler'in yaşadıklarını görmemiş olursunuz.
Hem devlet hem medya katında PKK ile görüşmemiş kimse kalmamışken, silahsız ve dolayısıyla ölümsüz bir dönemin nasıl kalıcı hale getirileceğini araştırmak yerine "Onlarla kim görüştü" diyerek olaya yaklaşırsanız, silaha ve ölüme prim vermiş olursunuz.
Ana söylem "Aklın yolu birdir" şeklinde değil midir?
Ama bazı toplumlarda aklın yolunu bazen akılsızlıklar çoğunlukla da bağnazlıklar keser.