ÖNCEKİ gün büyük bir yatırım fonunun yöneticisi, Türkiye'nin 2007 yılına dönük değerlendirmelerini anlattı bana. Ona göre Türkiye'de her şeyin altüst olabileceği ve yıllar öncesine dönüp her şeye sıfırdan başlamamıza neden olabilecek tek " Felaket Senaryosu ", Türkiye'nin Irak batağına doğrudan katılması üzerinde yazılabilir. Bunun dışında Cumhurbaşkanlığı seçimi ve genel seçim, her demokratik ülkede rastlanan çalkantılar ötesinde bir krize neden olmaz.
Dün de İlter Türkmen, Hrant Dink suikastı ertesinde neler yapılması gerektiğine ilişkin paylaştığımız önerilerini Hürriyet'teki köşesinde şöyle sıralamıştı:
- Hrant'ın katlinin birçok ülkede " Ermeni soykırımı "nı daha büyük ısrarla yeniden gündeme getirmesi beklenir. Özellikle ABD Temsilciler Meclisi'nde ve Senato'da Demokrat çoğunluğun bu sefer bir soykırım kararı çıkartması olasılığı kuvvetleniyor. Diplomatik girişimler artık yetmeyebilecektir. Süratle Avrupa ve ABD'deki eğilimi frenleyecek adımlar atılmalıdır. Bunlardan birincisi, 1921 Kars Antlaşması temelinde Türk-Ermeni sınırının açılmasıdır. Sınır kapısına Hrant Dink adının verilmesi de düşünülebilir.
- İkincisi, TCK'nın 301'inci maddesinin derhal değiştirilmesidir. Üçüncüsü, Cumhurbaşkanı'nın veto ettiği, fakat vetodan önceki haliyle bile hakkaniyet açısından yetersiz kalan Vakıflar Yasası'nın, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin son kararı ışığında gözden geçirilerek kabul edilmesidir.
- Yılan hikayesine dönen Heybeliada Ruhban Okulu meselesi de çözümlenmeli, okulun açılmasına müsaade edilmelidir. Azınlıklardan artık korkmayalım. Asıl tehlikeli olan, dış himayeye muhtaç bırakılan azınlıklardır.