ÇOCUKLUĞUMUZDA Yeniköy'den karşı yakaya geçip Paşabahçe'ye geldiğimizde denizin fokur fokur kaynadığını görürdüm. Bunu nedeni Paşabahçe rakı fabrikasından denize atılan üzüm posalarının fermantasyona devam etmesiydi.
Geçen hafta artık Mey şirketi tarafından işletilen Paşabahçe fabrikasında, fabrika Müdürü Cengiz Aydoğan tarafından ağırlandım.
Hem fabrikayı gezdim, hem de bu fabrikada üretilen "Yeni Rakı", "Altınbaş" ve "Kulüp" rakılarını tattım. Artık burada posa atımı yok. Çünkü alkol değil rakı üretiliyor burada.
Hep aklımda İzmir'in Efe'sinin yeşil etiketli olan, yani taze üzümden yapılanları vardı. Meğer bu mevsimde üretilen alkol (Suma) zaten taze üzümden elde edilirmiş. Yani piyasaya sürülen Yeni Rakı'nın ve Altınbaş'ın kapağındaki tarihe bakıp, taze üzümden mi, kuru üzümden mi elde edildiğini anlayabilirmişsiniz.
Demek bu konuda Efe'ciler daha iyi pazarlamacı.
Açıkçası ben alkolü taze üzümden üretilen ve kaynak suyu ile yumuşatılan Altınbaş rakısına bayıldım. Bu suretle yılda 14 milyon litre rakı üretilen Paşabahçe fabrikasının kalite kontrol bölümüne de katkıda bulundum.
Bu arada tarihe karışan Gaziantep "Kabarcık Rakısı"nın yok olma nedeninin de Kabarcık Üzümü'nün yok olmasından kaynaklandığını Cengiz Aydoğan'dan öğrendim. Bu arada, 1930'larda Paşabahçe'de üretilen "Boğaziçi" rakısı incirden yapılırmış.