KAVGA ve şiddeti değil barışı ve uzlaşmayı, silahlı eylemi ve kaba kuvveti değil diyalogu ve hoşgörüyü egemen kılmak, ancak çağdaş insanlığın sorumluluğunu taşıyan sivil toplumun sesinin duyulması ile mümkün olacaktır.
Bu çizgide Prof. Dr. Gençay Gürsoy'un imzasını taşıyan ve 150 imzalı " Ortak Sivil İnisiyatif "in düşüncelerini yansıtan açıklamayı aynen yayınlamayı gerekli gördüm: "PKK'nin bir ayla sınırlı " eylemsizlik " kararını yetersiz bulduğumuzu daha önce belirtmiştik. Bu sürenin neredeyse yarısının tamamlandığı şu günlerde, gerginliği körükleyen eylemlerin ve bölgede ölümlerle sonuçlanan operasyonların artarak devam ettiğini endişeyle izliyoruz.
Güvenlik güçleri yer yer kitlesel özellik taşıyan ve Abdullah Öcalan'a destek amacıyla yapılan gösterileri en sert yöntemlerle bastırmaya çalışırken, Kürt vatandaşlara karşı yapılan saldırılara çoğu zaman seyirci kalıyor. Değişik kentlerde patlak veren linç girişimleri hızını artırırken, devleti temsil eden yöneticiler tarafından bu vahim olaylara karşı açık seçik bir tavır alınmıyor, hatta zaman zaman bunlar teşvik ediliyor. Örneğin Ayvalık'tan birçok aile yerleşimlerini terk edip, göç ediyor.
En üst düzeydeki askeri yetkililerin ağzından " Filistin " benzetmeleri yapılırken, Devlet İsrail ile özdeşleştirilmiş oluyor; silahlı PKK sorumluları ise barış çağrılarını dile getirirken bile kanlı eylem tehditlerinde bulunmakta sakınca görmüyor.
Şu son haftalardaki barış yanlısı girişimleri bile ihanetle suçlayan milliyetçi tepkileri ve 40 bine varan ölüme mal olmuş bir silahlı çatışmanın yarattığı psikolojik ortamı hiç kaale almayan PKK, sorunu bu çatışmanın baş aktörü durumundaki Abdullah Öcalan ile sınırlıyor. Bu iç karartıcı gelişmeler, ancak, ülkenin sürüklenmekte olduğu derin çıkmazın bilincine varan barış yanlısı bütün kesimlerin sabırlı, kararlı, soğukkanlı ve akılcı çabalarını birleştirmesiyle durdurulabilir."