Sovyetler Birliği güçlüyken ve Doğu Avrupa Sovyet Bloku içindeyken, Batı'nın NATO'suna karşı Varşova Paktı ve Avrupa Birliği'ne (o zaman önce Ortak Pazar, sonra da AET'ydi) karşı da COMECON vardı.
COMECON ülkelerinin ekonomileri merkezden yönetilirdi.
Hikayeye göre, bir ara Çekoslovakya'da Deniz Ticaret Bakanlığı kurulunca, COMECON genel sekreteri "Sizde deniz yok. Deniz Ticaret Bakanlığı kuramazsınız" diye olaya müdahale etmiş.
Çekler de, "Ama Bulgaristan'da Kültür Bakanlığı, Sovyetler Birliği'nde Adalet Bakanlığı var" diyerek itiraz etmişler.
Soğuk Savaş döneminin politik fıkraları böyleydi.
Şimdi bloksuz bir dünyada ve Türkiye'nin AB üyeliğine hazırlandığı bir ortamda, benzer fıkralara konu olmamak için, mutlaka eskisinden farklı özen göstermemiz gerekiyor.
"Banka boşaltanların koyunlarını, şaraplarını bile satıyoruz" diye adaletin keskin kılıcının gücü ile övünenler, eğer adaletin mafyalar için bir anlam ifade etmediği durumlarda olaya seyirci kalırlarsa, işin cılkı çıkar.
Anayasayı bile değiştirirsiniz, ama toplumda adalete karşı duyulan güvensizliği değiştiremezsiniz.