Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HAŞMET BABAOĞLU

Haydi, biraz "futbol"dan konuşalım!

Kaç zamandır böyle!
Sürekli baskı, sürekli hücum...
Hep heyecan...
Hep çaba, hep mücadele, hep koşturma...
Bir an önce hedefe ulaşabilmek için yırtınıyoruz, yanına kadar gidiyoruz, tadını alıyoruz, inanıyoruz ama nafile! Başkalarının bir kez bulunca asla kaçırmadığı fırsatları bonkörce harcamakta üstümüze yok!
Belki de mesele fırsat yakalama meselesi değil! Düşünüp taşınıp bir karar vermeliyiz.
Bu oyunu belki de yanlış tarafından kavradık!
Kaç pozisyonun, kaç şutun, ne kadar koştuğunun, nasıl baskı kurduğunun ne önemi var?
Sonuçta, kaç golün olduğunu, kaç puan kazandığını soruyorlar! Top sürekli kale önünde dolaşmış, iyi de kaleye girmedikten sonra hiç önemi yok!
Çok zaman oldu. Eskisi gibi "baştan mağlup" çıkmıyoruz maçlara. Bir kuşak geldi ve onlar sayesinde makûs talihimizi yırttık attık. Fakat bu kez de "galip gelmeyi öğrenmek" gibi belalı bir derste takılıp kaldık. Bir türlü sınavı veremiyoruz.

***

Türkiye-Hollanda maçının ilk yarısından sonra bir kenara bunları yazmışım.
Şimdi yazdıklarıma bakınca...
İçimden şöyle geçirdim: Futbol, memleketin ahval ve şeraitine hiç bu kadar benzememişti!
Neyse...
Ben yine geçen milli maçtan kalkarak futbol gerçeğimizin altını çizmeye çalışayım; siz isterseniz bunu demokratikleşme sürecinde takıldığımız yerlere veya başka bir memleket "hal"imize bağlayın!
Bir kere fazla şut atmamız isabetli şut attığımız anlamına gelmiyor. Bizim toplam şutumuz fazla, onların isabetli şutu fazla. O yüzden goller de onların hanesine yazılıyor.
Rakibe baskı mı?
İyi, güzel de, doğrudan hedefe yönelik olması gerekmez mi?
Biz 13 korner kullanmışız, onlar sadece 3 korner; biz 26 serbest vuruş kullanmışız, onlar sadece 11...
Fark büyük ama neye yarar?
***
Tamam!
Yine "önümüzdeki maçlara" bakacağız!
Fakat bu sefer doğrudan hedefe oynamalıyız.
İnanmak, kazanmanın yarısıdır.
Doğru! Ama sadece yarısı!
Gol için endişe eden, gol için telaşlanan, gol için koşturan bir takımdan golü düşünüp yapan bir takıma doğru evrilmenin tam zamanıdır.

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA