Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HAŞMET BABAOĞLU

Futbol, diyeceğim, okumayacaksınız!

Size bir gerçeği söyleyeyim..
Ne televizyondaki futbol yorum programları reyting alıyor, ne de gazetelerdeki futbol yazıları...
Cacık yapmak falan reytingden çok işin dedikodusuna hizmet ediyor.
Futbol yorumlarının internette okunma oranlarına bakıyorum. Basit bir transfer haberi kadar bile okuyucusu olmuyor.
Hele şu an okuduğunuz türden yazılar...
Demode duyguların sözcüsü sayılıyor, yüzüne bile bakılmıyor.
Varsa yoksa...
Maç!
Varsa yoksa...
Kazanmak!
Varsa yoksa...
Bahiste tutturmak!
"Güzel oyun" dedikleri bir yanıyla şık bir aldatmaca, bir yanıyla da Barselona gibi kulüplerin marketing stratejisi.
Artık bahiste ya da maçta kazanmanın hazlarından daha üstünü yok.
Şenol Güneş basın toplantısında çok hüzünlü bir söz etti.
"Keyfimin kaçtığı doğrudur. Keyif vermediğimi ve bu keyfi almayanların da beni istememesini normal karşılıyorum."


***
İki gün önce Avrupa Birliği Polis Teşkilatı (Europol) Başkanı Rob Wainright son yıllarda Avrupa liglerinde 380 maçta, Avrupa dışında 300 maçta şike yapıldığını tespit ettiklerini açıkladı.
"Korkarım, bu buzdağının sadece görünen yüzü" dedi Wainright ve skoruna en çok müdahale edilen maçların Almanya, İsviçre ve Türkiye'de olduğunu belirtti.
Hani endüstriyel çıkarlar kirli oyunları yener, diye maval okuyor ya bazıları, nerde! Şikeli maçlardan biri de Şampiyonlar Ligi'nde.
Şimdi söyleyin bana...
Mesela taraftarlığı "din" gibi benimsemiş veya hayatta sadece futbol keyfine bel bağlamış insanlar Europol Başkanı'nın açıklamasını gerçekten umursamışlar mıdır?
Sanmam.
***
Bize dönelim...
Biraz uzaktan ve serinkanlı bakınca futbolun hem toplumsal ahlakı, hem de insanların yaşam sevincini içten içe çürütmeye başladığını görmemek imkânsız.
Tuttukları takım şampiyonluk ve başarı hedefine yakın olanlar ne pahasına olursa olsun hep kazanmak istiyorlar.
Hakkaniyet duygusu, sabır, vefa... Bunlar hikâye!
Geniş bir kesim de futbolu giderek kişisel kazanç ve keyif arayışına (kumar heyecanı) endeksliyor.
Anadolu'da bahis yüzünden ailelerin yıkıldığı; babalarla oğulların birbirine girdiği, çiftin çubuğun satıldığı kasabalar var.
Bazıları da çıkmışlar, hâlâ futbolun barışından, kardeşliğinden, sevgisinden dem vuruyorlar.
Ne yalan ama!..
Futbola bakışımızı değiştirmez, futbolu yönetenleri toptan değiştirmezsek, sonumuz fena!



YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA