"Şöhreti kaldıramadım, kaldıramıyorum da...
İnsanların bana hak ettiğimden fazla saygı duymasını kaldıramadım. Halbuki ben ne yaptım ki..."
Arda Kural'ın taburcu olduktan sonra Vatan'dan Umut Ünver'e söyledikleri sarsıcıydı.
Çok ağır travmalar sonrasında dahi yüksek perdeden konuşan ve "seçilmiş kişi" olduğuna inanan ünlülere alışmışız, ya...
"Evimize gelip, nefes aldım... Annem çay demledi, oturup sohbet ettik. Artık meslek değiştireceğim, sade bir hayat istiyorum" diyen genç oyuncu çok farklı bir tabloyu getirip önümüze koyuverdi.
***
Aktüel'in son sayısında
Alper Görmüş açık mektup yazmış
Arda Kural'a... "
Çok doğru bir tercihte bulundun... O kadar şatafat, o kadar temas içinde mutlu olmak hakikaten mümkün değil.
Lütfen ruhunla yeniden tesis ettiğin barışı bozma!" demiş.
Haklı Alper!
Fakat, ah! Keşke
ruhun barışı bir çırpıda tesis edilebilen bir şey olabilseydi!
Ve biliyoruz ki, "
doğru tercih" çoğu zaman
en sade ama en zor yoldur.
Genç adamın bu zorluğu aşabilmesi için dua edelim.
***
Geçen gün "
Kaçış Planı" programında
Selahattin'le (Yusuf) de bunu konuştuk.
Kim istemez
sevilmeyi, kim istemez kıyısından köşesinden de olsa
beğenilmeyi!..
Ama gerçek sevgi, sadece
sevileni değil,
seveni de "
özel" kılar.
Oysa bütün varlığı sadece "
görünmek" üzerine kurulu
medya ünlüleri için durum çok farklı.
Düşünsenize...
Nasıl biri olduğunu kestiremeyeceğiniz, güvenemeyeceğiniz, hatta yüzünü hiç göremeyeceğiniz
(yani bir anlamda asla etik bir ilişki kuramayacağınız) insanlar sırf "
görüntünüz" ve derme çatma "
hikâye"nize dayanarak sizi seviyor, size bağlanıyor.
Bu ilişkide tutunacak tek dal var;
kendiniz. Nasıl
kırılgan ve ürkütücü bir durum aslında.
Bu yüzden
Kural'ın "
Ben ne yaptım ki!" deyişi yürek paralayan bir
çığlık olup çıkıyor!
***
Tamam! Çağ bu çağsa, yani narsisistik kültür her şeye hâkimse...
Ünlülük elbet güzeldir, güçlüdür, iyidir!
Ama
arkandan çekiştirenlerin yüzüne gülmesine...
Uzaktan ölesiye sevenlerin,
yakından birdenbire nefret eder olmasına...
Her yukarı çıkışından sonra
sabırsızlıkla düşmeni bekleyenlerin artışına...
Tahammülün varsa!
İnsan bunlara ancak
bulanık bir zihin ve
çakır keyif bir ruh haliyle katlanabilir.
O yüzden de ünlülük bir tür "
sarhoşluk"tur.
Ayılınca, insan fena olur!