Gençliğimi hatırlıyorum...
Sağcımız, solcumuz; komünistimiz, İslamcımız, ruhçumuz, maddecimiz...
Hepimizin bir ortak özelliği vardı.
Varoluş, dünya, toplum, insan üzerine uzun boylu kafa patlatmamış; çevresi ve okulundan öğrendiği ne varsa bir daha hiç sorgulamamış tanıdıklarımız tarafından "beyni yıkanmış gençler" olarak itham ediliyorduk.
Karşımıza hep aynı duvar çıkıyordu ve çok kızıyorduk: "Yazık çocuğa beyni yıkanmış; onu da kullanacaklar!"
"Kullanıldığımız" noktasında bir ölçüde hakikat payı vardı ama beynimizin yıkandığı doğru muydu?
Oysa biz öğreniyor, düşünüyor ve inanıyorduk.
O kadar yalındı!
***
"
Beyin yıkama" denen şey var mı?
Buna daha doğru bir deyimle, "
zihnin şartlandırılması ve kontrolü" dersek, bütün
konspirasyon teorilerinin ötesinde, var elbette!
Ama o noktayı mercek altına almadan önce hesaplaşmamız gereken iki nokta var.
Birincisini, dün yazdım; kendi fikrini fikir, kendi inancını inanç; başkalarınınkini "
yıkanmış beyin" ürünü saymak ya ucuzluktur ya da totaliter yaklaşımdır.
İkincisine gelince...
Bir "
beyin yıkama"nın varlığına ne zaman inanıyoruz?
Bir insanın
asla öyle düşünemeyeceğine, asla öyle inanamayacağına (mesela ölmeye yatamayacağına) kanaat getirdiğimiz zaman...
Ama bu bizim
paşa gönlümüzün kanaati nihayetinde!
Daha doğrusu; genel kabullerin, güçlü kanaatlerin, ideolojik öncüllerin; yani
fena halde şartlandırılmış bir zihnin sonucu...
Ve unutmamalı; insan zaten çok güçlü biçimde
inanan bir varlık! O kadar ki, bazen aynı güçle "
inanmamaya" inanıyor!
***
Kökü Çince olan şu "
beyin yıkama"
(zi nao-brainwashing) kavramının çıkışına bakmak bile yeterince açıklayıcı.
Kore Savaşı sırasında Kuzey Korelilere esir düşen
Amerikalı askerler bir süre sonra serbest bırakılınca
komünist olduklarını ve ülkelerine dönmek istemediklerini açıklıyorlar. CIA ajanı gazeteci
Edward Hunter 1950'de bu durumu "
beyin yıkama" olarak tanımlıyor ve deyim çok tutuluyor.
Esirlerin bir eğitim sürecine tabi tutulduğu; onlara
kapitalizm ve emperyalizmin kötülükleri üzerine ders verildiği doğru!
Ama bir de madalyonun öteki yanına bakmalı: Amerikalılara göre
aklı başında bir Amerikalının komünist olması imkânsız bir şey! Tam da bu yüzden "
beyin yıkama"ya inanmış olamazlar mı?
Burada durup şu son notu koyayım...
Hiç kuşkusuz her türden eğitim içinde bir tür "
beyin yıkama" programı saklar.
Hepimiz okullarda az çok beyni yıkanan insanlarız!
***
Bir dakika!
En başta anlattığım akranlarımın; yani dönemin solcuları, sağcıları; komünistleri ve İslamcılarının sonra ne olduğunu merak ediyorsanız, söyleyeyim...
İçlerinde hayatının bir bölümünde "
iktidar" olma şansı yakalayanlar...
Başkalarına "
beyni yıkanmış" demeye başladılar.