Bir tuhaf işler oluyor.
Sanki karanlık bir odak ve ona ahmakça uyanlar 27 Mayıs 1960 öncesinde olduğu gibi polisle vatandaşın arasını açmak istiyor!
Bu tezgâh siyasi ya da terör olayları üzerinden başarıya ulaşamaz ama gündelik hayat içinde, sıradan polisiye vakalardan kalkarak hedefine varabilir.
Sokak ortasında vatandaşı vurup öldüren polisler; suçsuz birini iki saat boyunca yere yatırıp döven ve gözüne biber gazı sıkan polisler...
Bu devir bitti, geçti sanıyorduk.
Ankara'daki olayda insanlar polisin başına toplanmış "yahu kardeşim adamı bıraksanıza, hırsız yakalamıyorsunuz, teröriste bunu yapmıyorsunuz, şu esnafa yaptığınıza bakın!" diyordu.
En tehlikelisi burasıdır. Buradan sonrası vatandaşla polis arasında "kopuş" noktasıdır. İ
çişleri Bakanı'ndan umudum yok ama bakanlıkta bu konulara özenle eğilen birileri de mi yok!