Modern ev nedir ki! Ne bir yuva artık, ne de bir sığınak! Bir tür "kürkçü dükkanı", belki pergelin sabit ayağı! O kadar! Bazen sadece bir kartvizit, bir adres! Bazen sevgisiz güvenlik, bazen de güvenliksiz sevgi alanı!
***
Gençliğimde
kan bağına dayalı kardeş sevgisini küçümserdim. Özgür tercihe dayanmayan ve aile kurumunun zorlayıcı diline yaslanan kardeşliği göklere çıkartanları bir menfaat şebekesinin üyeleri olarak gördüğüm de oldu. Doğrusu, bu bakışımı haklı çıkartan pek çok tecrübe yaşadım... Sonra yıllar geçti ve kardeş sevgisindeki derin hikmeti ve ibreti kavradım:
Kardeşini sevmek, kaderini sevmekti!
***
Daha birkaç hafta önce not etmiştim:
Mevlana'da bir filozof bulmak, onu daha başlangıçta kaybetmektir! Sonra bu yanlışta ısrar edenlere baktım da... Sadece Mevlana'yı değil, felsefeyi de bilmiyorlar! Peki Mevlana ile "felsefe geleneği"nin ortak bir noktası yok mu? Var. İkisiyle de haşır neşir olmak, ikisini de anlamak için
acı çekmeyi göze almak gerekiyor.
***
Tanıdık birinden söz ediyorlar.
Aşık olmuş! O mu, diye soruyorum. İnanmakta zorlanıyorum çünkü. Neden mi? Çok zarif, gerçekten sevecen biridir. Ama bir gözü hep açıktır, hep diken üstündedir ve daima tertiplidir.
***
Çiftler birbirlerine alışık ve tanışıktır. Ama
"tanımak" başkadır! Ancak ayrılırken veya ayrılıkta tanırlar birbirlerini!
***
Sevdikleri erkeklerden gizliden gizliye
hoşlanmayan genç kadınlar;
hoşlandıkları kadınları aslında
hiç sevmeyen genç erkekler ne çoklar! "Piyasa değerleri"ne göre hoşlanıyor ve alabildiğine mahrem bir enerjiyle seviyorlar! Bu çağın en şiddetli iç çatışmalarından biri bu! Ama yaşayanlar başkalarına açıkça anlatmaktan kaçındığı için sözü edilmiyor, üzerinde durulmuyor.
***
Görsellik (seyir) kültürü üzerimizden bir silindir gibi geçiyor. Gitgide bir fotoğrafın yüzeyine dönüşüyor hayatlarımız; hatta birbirimizi bir fotoğrafı sever gibi sevmemiz isteniyor. Belki de gün gelecek, birçok insan sırf sosyal medyaya koydukları fotoğraf ya da videoların etkisini bozmamak için evlerinden çıkmayacak, başkalarıyla buluşmayacak.
***
Şöyle demişti: "Şu an sessizliğinin esiriyim!"
***
"Biz ne zaman yenildik?"diye soruyor. İçim burkuyor, saklamak için gülümsüyorum: "Kötüye kötü demekten vazgeçtiğimiz zaman..."