Üniversite tercihleri için son günler ya...Yine aynı şey oluyor.Eğitim uzmanlarının yazılarını okudukça; tv'ye çıkan vakıf üniversiteleri temsilcilerini izledikçe buruk bir gülümseme yerleşiyor yüzüme.
Bilimden söz ediyorlar.
Uluslararası eğitim programlarından söz ediyorlar.
"Seçeceğiniz üniversitenin iyi bir akademik kadrosu olup olmadığına bakmalısınız" diyorlar.
Ama öğrencilerin ve ailelerinin şu tercih aşamasında kafalarından geçen temel soruları cevaplamıyorlar.
Ben gerçeği dümdüz söyleyeyim...
Cevaplayamazlar!
***
Üniversite kapısına dayanan gençlerin beklentileriyle üniversitelerin hedefleri arasında
uçurum var ve bu uçurumun kapanması için daha uzun yıllar geçmesi gerekecek.
Bir kere...
Ne bilimi Allah aşkına!..
İlk ve ortaöğretimi
tümüyle resmi tarih ve demode fen bilgilerinin ezberiyle geçiren çocukların üniversiteye bilim için geleceğini mi sanıyorsunuz?
Bu çocuklar bir an önce hayata atılıp
"yırtmak" istiyorlar. Üstelik aileleri tarafından sürekli
"bilim yapmaya kalkarsa aç kalacağı" konusunda uyarılıyorlar.
Ama hayal bu ya, diyelim ki bilim heveslisi gençlerin sayısı azımsanmayacak oranda...
Peki o üniversiteler nerede?
Dünyadaki
19 bin üniversite arasından seçilen en iyi 500 üniversite arasına bizden sadece ODTÜ girdi. Hepi topu o kadar!
***
Neden popüler kültürün gerçekleriyle sağlam bir hesaplaşmadan kaçınıyoruz? Üniversite adayları için bugün
"iyi üniversite" demek, mezun olduğunda işe girerken hiç değilse
"havasını atıp" öncelik elde edebileceğin okul demek...
Hatta mezuniyetten sonra çalışmayacağı baştan belli genç kızlar var (yokmuş gibi tavır takınıp kızmayın, varlar!), onlar bile kayınvalidelerinin kendileri üzerinden
"hava" yapacağı üniversitelerde okumak istiyorlar. Yalan mı?
***
Gerçek şu ki...
"İyi üniversite" kavramının
bir eğitim ve bilim kurumu olarak üniversiteyle doğrudan bağını kurmakta hâlâ zorlanıyoruz.
Bir üniversite
iş ve işçi bulma kurumu gibi çalışıyor olsa mesela, hiç kuşkunuz olmasın ki, çoğunluk tarafından
"en iyi üniversite" seçilecektir!
Mezunlarında
bir kulübe bağlılık duygusu uyandıran ama eğitimi vasatın üzerine çıkamayan üniversiteleri de "iyi üniversite" sayıyoruz.
Ah bir de, kimi köklü devlet üniversitelerimiz var ki!
"Yüksek lise" olmaktan öteye gidemiyorlar.
Bütün becerileri bir metni
"giriş, serim, sonuç" olarak yazabilmekten ibaret olan, yabancı dil bilmeyen, dünyayı izlemeyen öğretim üyeleriyle dolular.
Çok değerli hocalar yok mu? Hâlâ varlar!
Ama
onların değerini bilecek öğrenciler nerede?..
***
Sonuç olarak...
Yıllardır sürekli yazıp çizdiğimden şaşmam.
"İyi üniversite"yi oluşturan temel yapı taşlarından biri de öğrencidir.
Öğrencinin hedefleri ve azmidir.
Bir bilseniz...
Akademik kadrosu ve havası suyuyla pek vasat bir üniversitede
zihni açık ve çalışkan bir öğrenciyle değerli bir hocanın el ele vermesi bazen ne çok şeyi değiştirir!