Bize güzel sözler değil, asıl güzel eylemler gerek!
Söz dediğimizin...
En özlüsü, en doğrusu bile...
Eylemle buluşmazsa eğer buharlaşıyor, unutuluyor.
Hele bağlamından kopartılmış olanı nasıl da çabuk biçimde klişeye dönüşüyor, bayatlıyor, iyice etkisizleşiyor!
***
Twitter'a, facebook'a bakınca net biçimde görülüyor.
Sosyal medya denen
"âlem" tam bir
güzel ve özlü söz piyasası...
Müthiş bir değiş tokuş yaşanıyor.
Bu uğurda, ya birilerinin güzel sözleri alıntılanıp dolaşıma sokuluyor ya da pek parlak ve akıl sıra
"çağın ruhu"nu yakalayan sözler yumurtlamak için ıkınılıyor.
***
Ama hayatımız da ortada işte!
Mevlana'dan alıntılarla bezenmiş hoyratlıkların haddi hesabı yok!
Nefret kumkumaları sevginin değerini yücelten sözlerle kendine
"imaj" yapıyor.
Ruhu faşizan şiddetle dolu ne kadar insan varsa, bakıyorum da, hepsinin dilinde bir
"barış" lafıdır gidiyor.
Dil, ah şu dil!..
Nasıl da
yalan için ve yalanla var oluyor!