Türk Sanat Müziği'ne istediğim kadar yakın değilim.
Bilgi dağarcığım pek dar.
Bu yüzden Erol Sayan'ın meşhur nihavent şarkısından haberim yoktu.
Fakat şarkının Cenap Şehabettin'e ait güftesini öğrendiğimde çarpıldım.
Düşünebiliyor musunuz?
Şair sevdiğinin "bir yaz gecesi" nden yaratılmış olabileceğini söylüyor.
Nasıl bir hayal gücüdür bu!
Ne güçlü bir hissediştir!
***
Bir dörtlük sadece.
Dile döküldüğünde, kelimelere sığdırılmaya çalışıldığında, harflerden imdat istendiğinde...
Belki kısacık!
Ama
kalpte yarattığı titreşim öyle geniş ve derin ki...
"Bağ gölgelenir, güller açar, bülbül öterken/ Hak yaratmış seni bir yaz gecesinden/ Ömrün bana mehtabı ve yıldızları sendin/ Hak yaratmış seni bir yaz gecesinden."
***
Şimdi
"bir yaz gecesi" deyince, vurgulamadan yapamayacağım.
Yaz mevsiminin eşsizliğini denizle, güneşle, gündüzle anlatmaya çalışan biri oldu mu, duraksarım.
Elimde değil, hemen içimden "tatile çıkmış, güzel günler yaşamış biri olabilir ama
henüz yaz mevsimini hakkıyla tanımamış, tatmamış" diye geçiririm.
Çünkü gerçekte yaz...
Hem tek tek hepimizin hayatında...
Hem de binlerce yıllık insanlık tarihinde...
Ürpermeden, üşümeden, karanlıktan korkmadan sabahlara kadar uzatabildiğimiz geceleriyle özel bir yer edinmiştir.
Yaz mevsimini gerçekten seven biri hepsinden önce gecelerini seviyordur.
Ve...
Birine âşık olan da...
Onu
"bir yaz gecesi" gibi seviyordur.