Hayatımızın kör noktası ne biliyor musunuz?
Süreklilik...
Mesela güvenlik istiyoruz ama bunun süreklilikle doğrudan ilgisini görmezden geliyoruz.
Ya sevilmek?
Nasıl muhtacız sevilmeye!
Ama süreklilikle bağını fark etmekten kaçınıyoruz.
Oysa kim ister bir sevilip bir sevilmemeyi! Süreklilik yoksa sevmenin de, sevilmenin de "bereketi" yok!
Diyeceksiniz ki, ama evliliklerimiz ve işimiz gücümüz başka!
Onların sürekliliğine önem veriyor, hep ayakta kalmaları için üzerlerine titriyoruz.
Belki...
Biraz...
Daha çok şunu yapıyoruz: İşimizi de evliliğimizi de alışkanlığın dağınık yatağında uykuya yatırıyoruz.
Zamanla ilişkimiz şöyle...
Gelip geçen zamanı; hatıraların değerini, sevincini, acısını iyi biliyoruz.
Gelecek fikriyle de oyuncak gibi oynuyoruz, doğrusu!
Proje lafının son zamanların en moda laflarından biri olması; hatta sık tekrarlanmak yüzünden can sıkıcı hale gelmesi bundan.
Fakat bir şeyi sürekli kılmak...
İşte o başka!
Süreklilik denen şey insanın en zorlu sınav alanı belki de!
Geçen gün farklı ekollerden evlilik terapistlerinin "mutlu evliliğin sırları" üzerine yaptıkları değerlendirmeleri okuyordum.
Hani o gönül çalıcı öneri listelerini...
Şunu yapın, bunu söyleyin, vs.
Dikkatimi çekti; hepsi süreklilik konusunu unutmuştu! Oysa asıl sorun orada değil mi?
Mesela şu en basit görünen ama en etkili uzman önerisi: "Eşinize zaman ayırın!"
Peki aynı basitlikte "İyi de ne kadar zaman ayıralım? Sürekli mi?" diye sorarsanız içinizden...
Bütün anlam buharlaşıvermez mi?
Ya da uzmanların pek sevdiği "doğru tartışmayı öğrenin" önerisini ele alalım.
İlk bakışta nasıl da pratik ve parlak bir öneri gibi görünüyor.
Ama ya bir an için durup "evlilik dediğin tv programı değil ki!" dediğinizde...
"İyi de kaç kere tartışacağız?" veya "hep tartışacaksak, bunun doğrusu olur mu?" diye sorduğunuzda...
Bütün anlam binası tuzla buz olmuyor mu?
Yani "mutlu evliliğin" bir sırrı varsa eğer, mutlaka süreklilik denen şeyle bir bağı olmalı.
Sadece aşk, meşk, sosyal normlar, güvenlik ihtiyacı, çocuklar meselesi değil ki evlilikte mutluluk!
Ya da bir seferlik, iki seferlik, üç seferlik mutluluk anları neye yarar?
Bir hayatı paylaşıyorsun nihayetinde!
Sürekli...
Ya da paylaşamıyor, yan yana duruyorsun! Sürekli...