Koca gövdeli bizonun pencereden dışarı bakan hüzünlü gözlerini unutamayacağım!
Uçsuz bucaksız bozkır dışarıda uzanırken, o bir motel odasında sıkışıp kalmış!
Nereye dönse bir eşyaya çarpıyor. Abajur yerde, koltuk devrilmiş.
Ne işi var orada bu bizonun?
Ona bakarken düşünüyorum da...
Hapishane dedikleri sadece demir parmaklık mı?
Yerinden yurdundan uzaksan, hapishanedesin!
***
Ya o dağ aslanı?
Sımsıkı örtülmüş yatak örtüsüne ve yeni kabartılıp düzgün biçimde yerleştirilmiş yastıklara dişlerini geçirip çekiştiren hayvanın şaşkınlığı insanın içini burkuyor.
Peki şu kunduzun banyodaki küvette ne işi var? Şimdi bir dere kenarında çalı çırpıdan baraj oluşturup içinde oynaşıyor olmalıydı.
Odada uçuşmaya başlayan kuş tüyleri altında kaskatı kesilmiş duran baykuşun haline ne demeli!
Bir yanlışlık olduğu kesin!
***
Bütün bunlar...
Ünlü video sanatçısı Doug Aitken'in 24 dakikalık "Göç" adlı çok çarpıcı filminden...
Aitken artık zihinlerimizin kayıtsızlık duvarını aşmakta zorlanan göç hikâyelerinden birini daha belgelemek yerine çok farklı tercihte bulunmuş!
Bir Amerikan motelini ve vahşi doğa hayvanlarını bir araya getirerek göç olgusunun temelindeki "suç"u anlatan bir film çekmiş!
İstanbul Modern'de yeni açılan "Kayıp Cennet" sergisinde gösteriliyor bu film.
Ben filmin gösterildiği karanlık odaya girerken "perdeye şöyle bir bakar, geçerim" diye düşünmüştüm.
Dondum kaldım! Sonuna kadar kıpırdamadan izledim.
***
İstanbul Modern'in alt kat salonunu kaplayan "Kayıp Cennet" sergisi müthiş!
Laf olsun diye söylemiyorum, gerçekten çok çarpıcı videolar ve dijital yapıtlar var.
Modern sanat sevmezmişsiniz, böyle "antin kuntin işler"den anlamazmışsınız, falan...
Bırakın bunları!
Sıkıntınızı biraz olsun bastırın ve gidip görün sergiyi! Anlayacak ve çok etkileneceksiniz.
Ben kendi adıma söyleyeyim, defalarca gideceğim! Daha sırada "Avustralya'daki bir otoyolda ezilip ölen kanguruları bir bir toplayıp gömen motosikletçinin" videosu var.
Onu da anlatacağım!